LrNRas. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى ٱلْعَرْشِ وَخَرُّوا۟ لَهُۥ سُجَّدًا ۖ وَقَالَ يَٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُءْيَٰىَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّى حَقًّا ۖ وَقَدْ أَحْسَنَ بِىٓ إِذْ أَخْرَجَنِى مِنَ ٱلسِّجْنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلْبَدْوِ مِنۢ بَعْدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيْطَٰنُ بَيْنِى وَبَيْنَ إِخْوَتِىٓ ۚ إِنَّ رَبِّى لَطِيفٌ لِّمَا يَشَآءُ ۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْعَلِيمُ ٱلْحَكِيمُ Ve refea ebeveyhi alel arşı ve harrû lehu succedâsucceden, ve kâle yâ ebeti hâzâ te’vîlu ru’yâye min kablu kad cealehâ rabbî hakkâhakkan, ve kad ahsene bî iz ahrecenî mines sicni ve câe bikum minel bedvi min ba’di en nezegaş şeytânu beynî ve beyne ıhvetî, inne rabbî latîfun limâ yeşâ’yeşâu innehu huvel alîmul hakîmhakîmu. Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona Yûsuf’a saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki “Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Türkçesi Kökü Arapçası ve çıkardı ر ف ع وَرَفَعَ ana-babasını ا ب و أَبَوَيْهِ üstüne عَلَى tahtın ع ر ش الْعَرْشِ ve hepsi kapandılar خ ر ر وَخَرُّوا onun için لَهُ secdeye س ج د سُجَّدًا ve dedi ق و ل وَقَالَ babacığım ا ب و يَا أَبَتِ işte bu هَٰذَا yorumudur ا و ل تَأْوِيلُ rü’yanın ر ا ي رُؤْيَايَ مِنْ önceki ق ب ل قَبْلُ muhakkak قَدْ onu yaptı ج ع ل جَعَلَهَا Rabbim ر ب ب رَبِّي gerçek ح ق ق حَقًّا ve gerçekten وَقَدْ iyilik etti ح س ن أَحْسَنَ bana بِي zira إِذْ beni çıkardı خ ر ج أَخْرَجَنِي -dan مِنَ zindan- س ج ن السِّجْنِ ve getirdi ج ي ا وَجَاءَ sizi de بِكُمْ -den مِنَ çöl- ب د و الْبَدْوِ مِنْ sonra ب ع د بَعْدِ أَنْ fitne soktuktan ن ز غ نَزَغَ şeytan ش ط ن الشَّيْطَانُ aramıza ب ي ن بَيْنِي ve arasına ب ي ن وَبَيْنَ kardeşlerim ا خ و إِخْوَتِي gerçekten إِنَّ Rabbim ر ب ب رَبِّي çok ince düzenler ل ط ف لَطِيفٌ şeyi لِمَا dilediği ش ي ا يَشَاءُ şüphesiz O إِنَّهُ O هُوَ bilendir ع ل م الْعَلِيمُ her şeyi yerli yerince yapandır ح ك م الْحَكِيمُ Diyanet İşleri Başkanlığı Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona Yûsuf’a saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki “Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Diyanet Vakfı Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için ona kavuştukları için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki Ey babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana çok şey lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.» Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da Ey babacığım, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi, cidden bana iyilikte bulundu; çünkü beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını dürtüştürdükten bozduktan sonra sizi çölden buraya getirdi. Gerçekten Rabbim, dilediği şey için aldığı tedbirde çok hoş davranır. Gerçek şu ki, O, herşeyi çok iyi bilen, her yaptığın bir hikmete göre yapandır. Elmalılı Hamdi Yazır Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki İşte bu durum, o rüyamın çıkmasıdır. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şüphesiz O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.» Ali Fikri Yavuz Ebeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da ebeveyn ve on bir kardeş kendisine hürmet için eğildiler veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar. Yûsuf dedi ki “-Ey babacığım! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden bana getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir; çünkü O Alîm’dir, Hakîm’dir. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Ve ebeveynini taht üzerine çıkardı, hepsi onun için secdeye kapandılar, ve ey babacığım, dedi işte bundan evvelki ru´yamın te´vili bu, hakikaten rabbım, onu hak kıldı, hakikaten bana ihsan buyurdu çünkü beni zındandan çıkardı ve sizi badiyeden getirdi. Şeytan benimle biraderlerimin arasını dürtüşdürdükten sonra, hakikat rabbım meşiyetinde lâtif, hakikat bu, o, öyle alîm, öyle hakîm Fizilal-il Kuran Ana babasını makam koltuğuna oturttu, bu arada hep birlikte önünde secdeye kapandılar. Bunun üzerine Hz. Yusuf, babasına dedi ki; Babacığım, bu olay, bir zamanlar gördüğüm rüyanın somut yorumudur, Rabbim o rüyayı gerçeğe dönüştürdü. Ayrıca beni hapisten çıkararak ve şeytanın kışkırtması sonucunda kardeşlerimle aramın açılmasından sonra sizleri çöl ortasından kaldırıp yanıma getirerek bana lütufta bulundu. Hiç kuşkusuz Rabbim dilediklerine karşı lütufkâr davranır. O her şeyi bilen ve her yaptığını yerinde yapandır.» Hasan Basri Çantay Babasını ve anasını tahtının üstüne çıkarıb oturtdu. Hepsi onun için ona kavuşdukları için secdeye kapandılar. Yuusuf dedi ki Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rü´yânın tehakkukudur. Gerçek, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etdi. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Şübhesiz ki Rabbim, dileyeceği şeyleri çok güzel, çok ince tedbîr edendir. Hakkıyle bilen, tam hikmet saahibi olan Odur». İbni Kesir Ana-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki Babacığım; işte bu; vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu Rabbım, onu gerçekleştirdi ve bana ihsan etti de; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbım, dilediğine lütufkardır. Muhakkak ki O´dur O, Hakim, Alim. Ömer Nasuhi Bilmen Ve babası ile anasını yüksek bir taht üzerine kaldırdı ve onun için hepsi secdeye kapandılar ve dedi ki Ey pederim! İşte bu, evvelce görmüş olduğum rüyamın te´vilidir. Onu Rabbim vakıa mutabık kıldı ve muhakkak ki, bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi, benim ile kardeşlerimin arasını şeytan bozduktan sonra. Şüphe yok ki, Rabbim dilediği şey için pek latîf tedbir sahibidir. Muhakkak ki alîm, hakîm olan O´dur O. Tefhim-ul Kuran Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O, çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan O´dur.» Okunuş hallerine göre Kılıç, Kapı ve Zirve duası olarak yerini alır. Açılmaz kapılar açılır olmazlar olurmuş. Birinci Okunuş إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ "İnne Rabbî latîfun limâ yeşâ'u innehû huvel alîmul hakîm" Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” 5 vakit namazın ardından 129 kez okunur Gün içinde sayı tutmadan ve dilimiz döndüğünce, okuyabildiğimiz kadar إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء "İnne Rabbî latîfun limâ yeşâ'u" Bu şekilde okumaya devam edenler, bakın kısa bir zaman diliminden bahsetmiyorum, bu şekilde okumaya devam edenler önlerinde kapıların açıldığını, olmazların olduğunu göreceklerdir Bu nedenle bu okunuşa Kapı Duası denilir. İkinci Okunuş Cuma günü sabah Dua ve yatsı namazından sonra da günlük okunabilir. حزب يوم الجمعة من دلائل الخيرات وشوارق الانوار Hizbul yevmel Cuma min Delailul Hayrat ve Şevarigul Envar Cuma günü hizbi Hayırların Delili ve Nurların Işığı بسمِ اللهِ الرحمنِ الرحيمِ Bismillahirrahmanirrahim وأسألُكَ اللهمَّ بالاسماءِ العظامِ التي سميتَ بِها نَفْسَكَ ما عَلِمْتُ مِنْها وما لم أعلم . وأسألُكَ اللهمَّ بالأسمـاءِ التي دعاكَ بها سيدُنا آدمُ عليهِ السَّلامُ ve es'elüke Allâhümme bil esmâil izâmilletî semmeyte bihâ nefseke mâ alimtû minhâ ve mâlem a'lem. ve es'elüke Allahumme bil esmâilletî deâke bihâ seyyiduna Adem aleyhisselam رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ 1- Rabbena zalemna enfusena Ve in lem tağfirlena ve terhemna lenekunenne minel hasirin. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا نُوحٌ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Nuh aleyhisselam وَقَالَ ارْكَبُوا فِيهَا بِسْمِ اللَّهِ مَجْرَاهَا وَمُرْسَاهَا ۚ إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٌ رَحِيمٌ 2-Ve galerkebu fıha bismillahi mecraha ve mürsaha inne rabbı le ğafurur rahıym وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِي دَعَاكَ بِهَا هُودٌ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Hud aleyhisselam إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبِّي وَرَبِّكُم مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلاَّ هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا إِنَّ رَبِّي عَلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ 3-İnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtın mustegîm وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِي دَعَاكَ بِهَا إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna İbrahim aleyhisselam رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 4-Rabbenâ tegabbel minnâ inneke entessemiul alîm وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِي دَعَاكَ بِهَا صَالِحٌ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Salih aleyhisselam. قَرِيبٌ مُّجِيبٌ قَوِيٌّ عَزِيزٌ 5-Garîbun Mucîbun Gaviyyun Azîz. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِي دَعَاكَ بِهَا يُونُسُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Yunus aleyhisselam. لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ 6-Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minezzâlimîn. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِي دَعَاكَ بِهَا أَيُّوبُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Eyyûb aleyhisselam رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 7-Rabbi innî zalemtü nefsî fağfirlî fağafera lehû innehû huvel ğafururrahîm.. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا يَعْقُوبُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Yagub aleyhisselam وَاللّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ 8-Vallâhül müsteânü alâ mâ tasifûn. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا يُوسُفُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Yusuf aleyhisselam إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ 9-İnne Rabbî latîfun limâ yeşâ'u innehû huvel alîmul hakîm. وَ بِالْاَسْمَاءِ الَّتِىْ دَعَاكَ بِهَا. سَيِّدُنَا مُوْسى عَلَيْهِ السَّلاَمُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Musa aleyhisselam. رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 10-rabbi innî zalemtu nefsî fâgfirlî fe ğafera lehu,innehû huvel ğafûrur rahîm. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا هارُونُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Harun aleyhisselam. رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ 11-Rabbi innî zalemtü nefsî fağfirlî fe ğafera lehû, innehû huvel ğafurur rahîm وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا شُعَيْبٌ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Şuayb aleyhisselam. وَسِعَ رَبِّي كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا 12-Vesia Rabbi kulle şey'in ilmâ, اللّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ Alallahi tevekkelnâ Rabbeneftah beynenâ ve beyne gavminâ bil haggi ve ente hayrul fâtihîn. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا إسْمَاعِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna İsmail aleyhisselam. رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 13-Rabbena tegabbelminna inneke entessemiul alim وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا دَاوُدُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha seyyidina Davûd aleyhisselam. اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ 14-Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke vel-amelellezî yübelliğuni hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mâlî ve minel-mâi’l-bêrid وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا سُلَيْمَانُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Süleyman aleyhisselam رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لَّا يَنبَغِي لِأَحَدٍ مِّنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ 15-rabbigfir lî veheb lî mulken lâ yenbagî li ehadin min ba’dî, inneke entel vehhâb وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا زَكَرِيَّا عَلَيْهِ السَّلَامُ ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Zekerriyya aleyhisselam. رَبِّ هَبْ لِي مِن لَّدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاء 16-Rabbi hebli min ledünke zürriyyeten tayyibeten inneke semiuddua. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا يَحْيَى عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Yahya aleyhisselam. اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ 17-Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke vel-amelellezî yübelliğuni hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mâlî ve minel-mâi’l-bêrid وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا أَرْمِيا عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Ermiya aleyhisselam لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ المعبود المحمود 18-Lâilâhe illallâhül mabûdul mahmûd. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا شَعْياءُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Şâ’ya' aleyhisselam. ربي و أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ 19-Rabbi ve ahsenul haligin. وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا إِلْيَاسُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna İlyas aleyhisselam. اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ 20-Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke vel-amelellezî yübelliğuni hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mâlî ve minel-mâi’l-bêrid وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا الْيَسَعُ عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna biha Elyes aleyhisselam. اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ 21-Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke vel-amelellezî yübelliğuni hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mâlî ve minel-mâi’l-bêrid وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا ذُوالْكِفْلِ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Zulkifli aleyhisselam. اَللّٰهُمَّ إنّ۪ي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَالْعَمَلَ الَّذ۪ي يُبلِّغُن۪ي حُبَّكَ اَللّٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْس۪ي وَأَهْل۪ي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ 22-Allâhümme innî es’elüke hubbeke ve hubbe men yühibbüke vel-amelellezî yübelliğuni hubbeke ehabbe ileyye min nefsî ve ehlî ve mâlî ve minel-mâi’l-bêrid وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا يُوشَعُ عَلَيْهِ السَّلَامُ، Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Yuşa aleyhisselam. 23-Bismillâhirrahmânirrahîm. بسم الله الرحمن الرحيم وَبِالْأَسْمَاءِ الَّتِى دَعَاكَ بِهَا عِيسَى عَلَيْهِ السَّلَامُ Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna İsa aleyhisselam. 24-يا حَىُّ يا قَيّوُمُ يا شافي Yâ Hayyu Yâ Gayyûm Yâ Şâfi. وبالأسماءِ التي دعاكَ بِها سيدنا محمدٌ صلى الله عليه وسلم Ve bil esmailleti deake biha Seyyidüna Muhammedün sallallahü aleyhi ve sellem 25-أَكْثَرُ مِنْ أَنْ يُحْصَى ekseru min en yuhsa sayısız daha fazlası وعلى جميعِ النَّبِيِّينَ والمُرْسَلِينَ ، أن تُصَلِّيَ على سيدنا محمدٍ نَبِيِّكَ ، عددَ ما خلقتَهُ مِنْ قبلِ أن تكونَ السَّماءُ مَبْنِيَّةً ، والأرضُ مَطحِيَّةً والجِبالُ مُرْسيةً ، والبِحارُ مُجْراةً والعُيونُ مُنْفَجِرَةً ، والأنهارُ مُنْهَمِرَةً والشمسُ مُضْحِيَّةً والقَمَرُ مُضِيئاً والكَـواكِبُ مُسْتَنِيرَةً ، كُنْتَ حَيْثُ كُنْتَ ، لا يعلَمُ أحدٌ حَيْثُ كُنْتَ إلا أنتَ وَحْدَكَ لا شَرِيكَ لَكَ Ve alâ cemî-in Nebiyyîne vel murselîn en tusalliye ala Seyyidina Muhammedin Nebiyyike adede ma halagtehu min gabli ente kunes semau mebniyyeten vel ardu medhıyyeten vel cibalu mursiyyeten vel biharu mucraten vel uyunu munfecireten vel enharu munhamiraten veşşemsu mudhiyyeten vel gameru mudian vel kevakibu musteniraten kunte haysu kunte la yalemu ehadun haysu kunte illa ente vahdeke la şerike lek. Üçüncü Okunuş Yusuf suresi ile Fatiha suresinin sırlı okunuşu bu şifredir. Fatiha 129 ve Latif isminin sayısı 129, şegangayil onun görevli meleğidir. 129 1+2+9=12 yusuf suresi Allah'ın izni ile inşaallah niyetin olur. İk gün Allah rızası için iki rekat namaz kılın niyet edin ve güzel koku sürün kabe kokusu gibi kolonya ve dışarda satılan alkollü parfümleri kullanmayın bu çok başlamadan önce اللهم صلي على سيدنا محمد وأجعل نوره محيط بذاتي وحارسا لي من جميع جهاتي 100 مرة "Allahumme salli ala seyyidina muhammedin ve ec'al nuru muhiytu bizati ve harise li min cemiı cihati" 100 defa bu salavatı okuyun. يوم الخميس Perşembe günü بسم الله الرحمن الرحيم عدد 129 ان ربي لطيف لما يشاء انه هو العليم الحكيم عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded Bismillahirrahmanirrahim 129 aded inne rabbi latuyfun lima yeşau innehu huvel alimul hakim yusuf 100 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم الجمعة cuma günü الحمد لله رب العالمين عدد 129 لا تدركه الابصار وهو يدرك الابصار وهو اللطيف الخبير عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded El hamdu lillâhi rabbil âlemîn 129 aded Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr ve huvel lâtîful habîr.En'am 103 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم السبت cumartesi günü الرحمـن الرحيم عدد 129 الم تر ان الله انزل من السماء ماء فتصبح الارض مخضرة ان الله لطيف خبير عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded Er rahmânir rahîm 129 aded Elem tera ennallâhe enzele mines semâi mâen fe tusbihul ardu muhdarraten, innallâhe latîfun habîr. Hacc 63 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم الأحد pazar günü مالك يوم الدين عدد 129 يا بني انها ان تك مثقال حبة من خردل فتكن في صخرة او في السماوات او في الارض يات بها الله ان الله لطيف خبير عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded Mâliki yevmid dîn 129 aded Yâ buneyye innehâ in teku miskâle habbetin min hardalin fe tekun fî sahretin ev fîs semâvâti ev fîl ardı ye’ti bihâllâhbihâllâhu, innellâhe latîfun habîr.Lokman 16 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم الإثنين Pazartesi günü إياك نعبد وإياك نستعين عدد 129 واذكرن ما يتلى في بيوتكن من ايات الله والحكمة ان الله كان لطيفا خبيرا عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn 129 aded Vezkurne mâ yutlâ fî buyûtikunne min âyâtillâhi vel hikmeti,innallâhe kâne latîfen habîrâ Ahzab 34 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم الثلاثاء salı günü اهدنــــا الصراط المستقيم عدد 129 الله لطيف بعباده يرزق من يشاء وهو القوي العزيز عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded İhdinâs sırâtel mustagîm 129 aded Allâhu latîfun bi ibâdihî yerzugu men yeşâu, ve huvel gavîyyul azîz. Şûra 19 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil يوم الأربعاء çarşamba günü صراط الذين أنعمت عليهم غير المغضوب عليهم ولا الضالين عدد 129 الا يعلم من خلق وهو اللطيف الخبير عدد 129 يالطيف عدد 129 يا شقنقيل عدد 129 129 aded Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril mağdûbi aleyhim ve lâd dâllîn 129 aded Elâ ya’lemu men halag,ve huvel latîful habîr. Mülk 14 129 aded Yâ Latıyfu 129 aded Yâ şegangayil En son bu salavatla kapatın اللَّهُمَّ صَلِّ عَلى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ الفاتِحِ لِمَا أُغْلِقَ و الخاتِمِ لِمَا سَبَقَ نَاصِرِ الحَقِّ بَالحَقَّ و الهَادِي إلى صِرَاطِكَ المُسْتَقِيمِ و عَلَى آلِهِ حَقَّ قَدْرِهِ و مِقْدَارِهِ العَظِيمِ Allahümme salli ala muhammedinil fatihi lima uğliga ve hatimi lima sebega nâsırıl haggı vel hâdi sıratıkel mustegıym ve ala alihi haggı gadrihii ve migdarihil azim. ملاحظة -Not - Pazar günü okumada Hafız Ali Hasbinin rivayetine göre مَلِكِ يَوْمِ الدِّينِ maliki yevmed din okumasında مَالِكُ – مَلِكُ – مَلِيكُ mâliku-meliku-meliyku hepsi doğrudur. Tweet Paylaş KuranYÛSUF Suresi100. Ayetiوَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّواْ لَهُ سُجَّدًا وَقَالَ يَا أَبَتِ هَذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا وَقَدْ أَحْسَنَ بَي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاء بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاء إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُve refeave yükseltti, çıkardıebeveyhionun annesi ve babasıalel arşı alâ el arşıtahtın üzerineve harrûve yere eğildiler çömeldilerlehuonasuccedensecde ederekve kâleve dediyâ ebetiey babacığımhâzâbute'vîlutabiri, yorumuru'yâyebenim rüyammin kabluönceden, daha öncekadoldu, olmuştu, olmuşturceale-hâonu kıldı, yaptırabbîbenim Rabbimhakkanhak, gerçekve kadve olmuştuahseneahsen, en güzeli, en iyisibîbana, benim içinizo zaman, olduğu zamanahrece-nîbeni çıkardımin es sicnizindandanve câe bi-kumve sizi getirdimin el bedviçöldenmin ba'disonradanen nezegaarasını açmakeş şeytânuşeytanbeynîbenim aramve beyneve arasındaıhvetîbenim kardeşleriminnemuhakkakrabbîbenim Rabbimlatîfunlâtiftir, lütuf sahibidirli mâ yeşâudilediğineinne-humuhakkak ki ohuveoel alîmuen iyi bilenel hakîmuhüküm ve hikmet sahibi olan Abdulbaki GölpınarlıAnasıyla babasını tahta çıkartıp oturttu ve hepsi de ona karşı secdeye kapandılar. Babacığım dedi, evvelce gördüğüm rüya, bu işte, Rabbim onu gerçekleştirdi ve beni zindandan çıkararak lûtfetti bana; Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da sizi çölden getirdi. Şüphe yok ki Rabbim, dilediği şeyi tedbîr edip lütfuyla meydana getirir; şüphe yok ki o her şeyi bilir, hüküm ve hikmet ParlıyanVe ana babasını tutup tahtın üzerine çıkarıp oturttu ve onların hepsi onun önünde hürmet ve saygı için Allah'a şükür secdesinde bulundular. Bunun üzerine Yûsuf “Ey babacığım! Yıllar önce gördüğüm rüyanın gerçek anlamı buydu demek, Rabbim bunu gerçekleştirdi, bana iyilik etti” dedi. “Beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da, O sizi çölden buraya getirdi. Gerçek şu ki, benim Rabbim ne isterse onu lutfeder. Çünkü O, herşeyi bilendir ve yapıp ettiği herşeyi yerli yerince yapandır.”Adem UğurAna ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için ona kavuştukları için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki "Ey babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana çok şey lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."Ahmed HulusiYusuf ana-babasını tahta oturttu. . . Kardeşleri, önünde saygıyla yere kapandılar. . . Yusuf dedi ki "Babacığım. . . İşte bu önceden gördüğüm rüyanın baba = güneş, Anne = Ay, on bir kardeş = on bir gezegen olarak tevilidir anlamının gerçeğidir. . . Rabbim onu Hak kıldı gerçekleştirdi. . . Rabbim bana hakikaten ihsanda bulundu. . . Şeytan benimle kardeşlerim arasına fit soktuktan sonra; beni zindandan çıkardı ve sizi de çölden getirdi. . . Muhakkak ki Rabbim dilediğine Latiyf'tir. . . Çünkü O, Aliym'dir, Hakiym'dir. "Ahmet TekinAnasını, babasını yüksek bir taht üzerine oturttu. Hepsi birden saygılarından, sübhânallah diyerek Yûsuf için secdeye kapandılar. Yûsuf'Babacığım, bu daha önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Bana ihsanda bulundu. Beni zindandan çıkardı. Şeytan, şeytanî güçler benimle kardeşlerimin arasına fitne sokarak bozduktan sonra sizi, sıkıntılı zor bir hayattan, çölden kurtararak getirtti. Rabbimin kulları için, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan şeyleri yapmasına akıl sır ermez. İlim, hikmet sahibi ve hükümran olan yalnızca O’ Varol Anne ve babasını tahtın üzerine çıkardı ve hep birlikte onun için secdeye kapandılar. [5] Dedi ki 'Ey babacığım! İşte bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Gerçekten Rabbim onu doğru çıkardı. Allah, beni zindandan çıkarmakla ve şeytanın benimle kardeşlerimin arasına fitne sokmasından sonra sizi çölden getirmekle bana iyilik etti. Şüphesiz Rabbim dilediği şeyi çok ince düzenleyendir. Muhakkak O alimdir, BulaçBabasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O, çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur."Ali Fikri YavuzEbeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da ebeveyn ve on bir kardeş kendisine hürmet için eğildiler veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar. Yûsuf dedi ki “-Ey babacığım! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden bana getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir; çünkü O Alîm’dir, Hakîm’ BayraklıAna babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi ki “Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu. Çünkü şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, O, beni zindandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Şüphesiz O, her şeyi bilendir; hikmet sahibidir.”[225]Bekir SadakAna babasini tahtin uzerine oturttu, hepsi onun onunde Allah'a secde edip egildiler. O zaman Yusuf Babacigim! Iste bu, vaktiyle gordugum ruyanin cikisidir; Rabbim onu gerceklestirdi. µeytan, benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni hapisten cÙkaran, sizi colden getiren Rabbim bana pek cok iyilikte bulundu. Dogrusu Rabbim diledigine lutufkardÙr, O suphesiz bilendir, Hakim'dir» YıldırımVe ana-babasını tutup taht, üzerine çıkardı. Onlar da eğilip Yûsuf'a saygı Allah'a şükür secdesinde bulunarak teslimiyet gösterdiler. Yûsuf, Babacığım,» dedi, işte daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur bu ! Rabbim onu gerçekleştirdi; cidden bana büyük iyiliklerde bulundu Beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra size çölden veya Bedâ adlı yerden buraya getirdi. Şüphesiz ki Rabbim, dilediği hususlarda çok lütuf sahibidir. Hem doğrusu Rabbim bilendir, hikmet KülünkoğluBabasını ve annesini tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için kendilerini ona kavuşturan Allah'a şükür için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki “Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etti. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Gerçek şu ki, benim Rabbim, olmasını istediği şeyi aklın ermediği yollarla gerçekleştirir. Çünkü O her şeyi hakkıyla bilen, mutlak hüküm İşleri eskiAna babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde Allah'a secde edip eğildiler. O zaman Yusuf 'Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu. Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkardır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir' VakfiAna ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için ona kavuştukları için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki Ey babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana çok şey lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.»Edip YükselAna ve babasını tahtın üzerine kaldırdı. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki 'Babacığım, bu, önceden görmüş bulunduğum rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu gerçekleştirdi. şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O beni hapishaneden çıkararak ve sizi çölden getirerek bana iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine karşı çok şefkatlidir. O, Bilendir, Bilgedir.'Elmalılı Hamdi YazırVe ebeveynini taht üzerine çıkardı, hepsi onun için secdeye kapandılar, ve ey babacığım, dedi işte bundan evvelki ru'yamın te'vili bu, hakikaten rabbım, onu hak kıldı, hakikaten bana ihsan buyurdu çünkü beni zındandan çıkardı ve sizi badiyeden getirdi. Şeytan benimle biraderlerimin arasını dürtüşdürdükten sonra, hakikat rabbım meşiyetinde lâtif, hakikat bu, o, öyle alîm, öyle hakîmElmalılı sadeleştirilmişAna ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da Ey babacığım, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi, cidden bana iyilikte bulundu; çünkü beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını dürtüştürdükten bozduktan sonra sizi çölden buraya getirdi. Gerçekten Rabbim, dilediği şey için aldığı tedbirde çok hoş davranır. Gerçek şu ki, O, herşeyi çok iyi bilen, her yaptığın bir hikmete göre sadeleştirilmiş - 2Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki İşte bu durum, o rüyamın çıkmasıdır. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şüphesiz O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.»Fizilal-il KuranAna babasını makam koltuğuna oturttu, bu arada hep birlikte önünde secdeye kapandılar. Bunun üzerine Hz. Yusuf, babasına dedi ki; Babacığım, bu olay, bir zamanlar gördüğüm rüyanın somut yorumudur, Rabbim o rüyayı gerçeğe dönüştürdü. Ayrıca beni hapisten çıkararak ve şeytanın kışkırtması sonucunda kardeşlerimle aramın açılmasından sonra sizleri çöl ortasından kaldırıp yanıma getirerek bana lütufta bulundu. Hiç kuşkusuz Rabbim dilediklerine karşı lütufkâr davranır. O her şeyi bilen ve her yaptığını yerinde yapandır.»Gültekin OnanBabasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O, çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur."Hasan Basri ÇantayBabasını ve anasını tahtının üstüne çıkarıb oturtdu. Hepsi onun için ona kavuşdukları için secdeye kapandılar. Yuusuf dedi ki Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rü'yânın tehakkukudur. Gerçek, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etdi. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Şübhesiz ki Rabbim, dileyeceği şeyleri çok güzel, çok ince tedbîr edendir. Hakkıyle bilen, tam hikmet saahibi olan Odur». Hayrat Neşriyat Böylece sarayına geldiklerinde ana-babasını kendi tahtının üstüne çıkardı ve derken hepsi onun Yûsuf için secde ediciler olarak, secdeye kapandılar. Yûsuf dedi ki 'Ey Babacığım! İşte bu, evvelki rüyâmın ta'bîridir. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Hem şübhesiz bana ihsanda bulundu; çünki beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbim, ne dilerse çok hoş tedbîr edendir. Şübhesiz ki, Alîm hakkıyla bilen, Hakîm her işi hikmetli olanancak O’dur.'İbni KesirAna-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki Babacığım; işte bu; vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Doğrusu Rabbım, onu gerçekleştirdi ve bana ihsan etti de; şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi. Muhakkak ki Rabbım, dilediğine lütufkardır. Muhakkak ki O'dur O, Hakim, ÇelikAna babasını tahtın üzerine çıkartıp oturttu, hepsi onun için Allah'a şükür ifadesi olarak secdeye kapandılar. Yusuf, “Babacığım! İşte bu, önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti; çünkü beni zindandan çıkardı ve de şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, Allah sizi çölden şehire getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğine pek ince tedbir sahibidir. Gerçekten bilen ve hikmet sahibi olan O'dur” EsedVe ana babasını en yüksek onur katına çıkardı; ve onların hepsi O'nun önünde hürmet ve tazimle yere kapandılar. Bunun üzerine Yusuf "Ey babacığım!" dedi, "Vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçek anlamı buydu demek; ve Rabbim onu gerçekleştirdi. O beni hapisten çıkarmakla ve Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizin hepinizi çölden çıkararak bana ulaştırmakla bana lütfetti. Gerçek şu ki, benim Rabbim, olmasını istediği şeyi akıl, sır yetmez yollarla gerçekleştirir. Çünkü O doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi Nasuhi BilmenVe babası ile anasını yüksek bir taht üzerine kaldırdı ve onun için hepsi secdeye kapandılar ve dedi ki Ey pederim! İşte bu, evvelce görmüş olduğum rüyamın te'vilidir. Onu Rabbim vakıa mutabık kıldı ve muhakkak ki, bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi, benim ile kardeşlerimin arasını şeytan bozduktan sonra. Şüphe yok ki, Rabbim dilediği şey için pek latîf tedbir sahibidir. Muhakkak ki alîm, hakîm olan O'dur ÖngütAna ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Yusuf dedi ki “Ey Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyânın tahakkukudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana gerçekten pek çok iyilikte bulundu. Şüphesiz ki Rabbim dileyeceği şeyleri çok ince düzenler. O her şeyi hakkıyla bilendir, hükmünde hikmet sahibidir. ”Şaban PirişAna babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde Allah’a secde edip eğildiler. O zaman Yusuf -Babacığım! İşte bu, önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana çok iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine lütfeder, O şüphesiz bilir ve en iyi hükmü verir, YıldırımAnnesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun önünde saygı ile eğildiler. Yusuf "Babacığım! dedi, işte küçükken gördüğüm rüyanın tabiri! Rabbim o rüyayı gerçekleştirdi. O, bana nice ihsanlarda bulundu Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latifdir dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir. Şüphesiz O alîmdir, hakîmdir her şeyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir"Süleyman AteşAna babasını tahtın üstüne çıkardı ve hepsi onun için secdeye kapandılar önünde saygı ile eğildiler. Yûsuf "Babacığım, dedi, işte bu, önceden gördüğüm rü'yânın yorumudur. Rabbim onu gerçek yaptı, bana iyilik etti; zira şeytân, benimle kardeşlerim arasına fitne soktuktan sonra O, beni zindandan çıkardı, sizi de çölden getirdi. Gerçekten Rabbim dilediği şeyi çok ince düzenler. O, her tedbiri bilen, her şeyi yerli yerince yapandır."Tefhim-ul KuranBabasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O, çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan O'dur.»Ümit ŞimşekAnne ve babasını tahtına çıkardı. Hepsi birden onun önünde secdeye kapandılar. Yusuf, 'İşte, baba,' dedi, 'daha önce gördüğüm rüyanın tabiri budur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Beni zindandan çıkarmakla ve şeytan kardeşlerimle aramı açtıktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da Rabbim bana lütufta bulundu. Şüphesiz ki Rabbim dilediğini pek ince tedbirleriyle gerçekleştirir. O herşeyi bilen, herşeyi hikmetle Nuri ÖztürkAna babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur." En çok arananlar kelimelerEn çok okunan hakkında33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar. Yusuf Suresi’nin son 7 ayeti dışında kalan tüm bölümlerinde Hz. Yusuf anlatılmaktadır. Burada Yusuf peygamberin çektiği sıkıntılar, başına gelenler karşısında gösterdiği sabrı ve ulaştığı başarılara yer verilmektedir. Yusuf Suresi’nin son 7 ayetinde ise Allah’ın birliği ve varlığı ele alınarak Müslümanlara çeşitli öğütler verilmektedir. Hz. Yusuf İslam inancı taşıyanlar için oldukça özel bir peygamber olduğundan, onun kıssaları da sık sık araştırılmaktadır. Bu bağlamda en doğru kaynak olan Yusuf Suresi’nin okunuşunu ve mealini sizlerle Suresi Türkçe Okunuşu1. Elif lam ra tilke ayatül kitabil mübın2. İnna enzelnahü kur'anen arabiyyel lealleküm ta'kılun3. Nahnü nekussu aleyke ahsenel kasası bima evhayna ileyke hazel kur'ane ve in künte min kablihı le minel ğafilın4. İz kale yusüfü li ebıhi ya ebeti innı raeytü ehade aşera kevkebev veş şemse vel kamera raeytühüm li sacidın5. Kale ya büneyye la taksus rü'yake ala ıhvetike fe yekıdu leke keyda inneş şeytane lil insani adüvvüm mübın6. Ve kezalike yectebıke rabbüke ve yüallimüke min te'vilil ehadısi ve yütimmü nı'metehu aleyke ve ala ali ya'kube kema etemmeha ala ebeveyke min kablü ibrahıme ishak inne rabbeke alımün hakım7. Le kad kane fı yusüfe ıhvetihı ayatül lis sailın8. İz kalu le yusüfü ve ehuhü ehabbü ila ebına minna ve nahnü usbeh inne ebana le fı dalalim mübın9. Uktülu yusüfe evitrahuhü erday yahlü leküm vechü ebıküm ve tekunu mim ba'dihı kavmen salihıyn10. Kale kailüm minhüm la taktülu yusüfe ve elkuhü fı ğayabetil cübbi yeltekıthü ba'düs seyyarati in küntüm faılın11. Kalu ya ebana ma leke la te'menna ala yusüfe inna lehu lenasihun12. Ersilhü meana ğadey yerta' ve yel'ab ve inna lehu lehafizun13. Kale innı le yahzününı en tezhebu bihı ve ehafü ey ye'külehüz zi'bü ve entüm anhü ğafilun14. Kalu le in ekelehüz zi'bü ve nahnü usbetün inna izel le hasirun15. Fe lemma zehebu bihı ve ecmeu ey yec'aluhü fı ğayabetil cübb ve evhayna ileyhi le tünebbiennehüm bi emrihim haza ve hüm la yeş'urun16. Ve cau ebahüm ışaey yebkun17. Kalu ya ebana inna zehebna nestebiku ve terakna yusüfe ınde metaına fe ekelehüz zi'b ve ma ente bi mü'minil lena ve lev künna sadikıyn18. Ve cau ala kamısıhı bi demin kezib kale bel sevvelet leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl vallahül müsteanü ala ma tesıfun19. Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe edla delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vallahü alımün bi ma ya'melun20. Ve şeravhü bi semenim bahsin derahime ma'dudeh ve kanu fıhi minez zahidın21. Ve kalellezişterahü mim mısra limraetihı ekrimı mesvahü asa ey yenfeana ev nettehızehu veleda ve kezalike mekkenna li yusüfe fil erdı ve li nuallimehu min te'vılil ehdıs vallahü ğalibün ala emrihı ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun22. Ve lemma beleğa eşüddehu ateynahü hukmev ve ılma ve kezalike neczil muhsinın23. Ve ravedethülletı hüve fı beytiha an nefsihı ve ğallekatil ebvabe ve kalet heyte lek kale meazellahi innehu rabbı ahsene mesvay innehu la yüflihuz zalimun24. Ve le kad hemmet bihı ve hemme biha lev la er raa bürhane rabbih kezalike li nasrife anhüs sue vel fahşa' innehu min ıbadinel muhlesıyn25. Vestebekal babe ve kaddet kamısahu min dübüriv ve elfeya seyyideha ledel bab kalet ma ceazü men erade bi ehlike suen illa ey yüscene ev azabün elım26. Kale hiye ravedetnı an nefsı ve şehide şahidüm min ehliha in kane kamısuhu kudde min kubulin fe sadekat ve hüve minel kazibın27. Ve in kane kamısuhu kudde min dübürin fe kezebet ve hüve mines sadikıyn28. Felemma raaa kamısahu kudde min dübürin kale innehu min keydikünn inne keydekünne azıym29. Yusüfü a'rıd an haza vestağfirı li zembik inneki künti minel hatıın30. Ve kale nisvetün fil medınetimraetül azızi türavidü fetaha an nefsih kad şeğafeha hubba inna leneraha fı dalalim mübın31. Felemma semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a'tedet lehünne müttekeev ve atet külla vahıdetim minhünne sikkınev ve kaletıhruc aleyhinn felemma raeynehu ekbernehu ve katta'ne eydiyehünne ve kulne haşe lillahi ma haza beşera in haza illa melekün kerım32. Kalet fe zalikünnellezı lümtünnenı fıh ve le kad ravedtühu an nefsihı festa'sam ve leil lem yef'al ma amürruhu le yüscenenne ve leyekunem mines sağırın33. Kale rabbis sicnü ehabbü ileyye mimma yed'unenı ileyh ve illa tasrif annı keydehünne asbü ileyhinne ve eküm minel cahilın34. Festecabe lehu rabbühu fe sarafe anhü keydehünn innehu hüves semıul alım35. Sümme beda lehüm mim ba'di ma raevül ayati le yescününnehu hatta hıyn36. Ve dehale meahüs sicne feteyan kale ehadühüma innı eranı a'sıru hamra ve kalel aharu innı eranı ahmilü fevka ra'sı hubzen te'külüt tayru minh nebbi'na bi te'vılih inna nerake minel muhsinın37. Kale la ye'tiküma taamün türzekanihı illa nebbe'tüküma bi te'vılihı kable ey ye'tiyeküma zaliküma mimma alemenı rabbı innı teraktü millete kavmil la yü'minune billahi ve hüm bil ahırati hüm bil ahırati hüm kafirun38. Vetteba'tü millete abai ibrahıme ve ishaka ve ya'kub ma kane lena en nüşrike billahi min şey' zalike min fadlillahi aleyna ve alen nasi ve lakinne ekseran nasi la yeşkürun39. Ya sahıbeyis sicni e erbabüm müteferrikune hayrun emillahül vahıdül kahhar40. Ma ta'büdune min dunihı illa esmaen semmeytümuha entüm ve abaüküm ma enzelellahü biha min sültan inil hukmü illa lillah emera ella ta'büdu illa iyyah zaliked dınül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun41. Ya sahıbeyis sicni emma ehadüküma fe yeskıy rabbehu hamra ve emmel aharu fe yuslebü fe te'külüt tayru mir ra'sih kudıyel emrullezı fıhi testeftiyan42. Ve kale lillezı zanne ennehu nacim minhümezkürnı ınde rabbike fe ensahüş şeytanü zikra rabbihı fe lebise fis sicni bid'a sinın43. Ve kalel melikü innı era seb'a bekaratin simaniy ye'külühünne seb'un ıcafüv ve seb'a sümbülatin hudriv ve uhara yabisat ya eyyühel meleü eftunı fı rü'yaye in küntüm lir rü'ya ta'bürun44. Kalu adğasü ahlam ve ma nahnü bi te'vılil ahlami bi alimın45. Ve kalellezı neca minhüma veddekera ba'de ümmetin ene ünebbiüküm bi te'vılihı fe ersilun46. Yusüfü eyyühes sıddıku eftina fı seb'ı bekaratin simaniy ye'külününne seb'un ıcafüv ve seb'ı sümbülatin hudriv ve ühara yabisatil leallı erciu ilen nasi leallehüm ya'lemun47. Kale tezraune seb'a sinıne deeba fe ma hasadtüm fezeruhü fı sümbülihı illa kalılem mimma te'külun48. Sümme ye'tı mim ba'di zalike seb'un şidadüy ye'külne ma kaddemtüm lehünne illa kalılem mimma tuhsınun49. Sümme ye'tı mim ba'di zalike amün fıhi yüğasün nasü ve fıhi ya'sırun50. Ve kalel melikü'tunı bih fe lemma caehür rasulü kalercı'ila rabbike fes'elhü ma balün nisvetillatı katta'ne eydiyehünn inne rabbı bi keydihinne alım51. Kale ma hatbükünne iz ravedtünne yusüfe an nefsih kulne haşe lillahi ma alimna aleyhi min su' kaletimraetül azızil ane hashasal hakku ene ravedtühu an nefsihı ve innehu le mines sadikıyn52. Zalike li ya'leme ennı lem ehunhü bil ğaybi ve ennellahe la yehdı keydel hainın53. Ve ma überriü nefsı innen nefse le emmaratüm bis sui illa ma rahıme rabbı inne rabbı ğafurur rahıym54. Ve kalel melikü'tunı bihı estahlıshü li nefsı fe lemma kellemehu kale innekel yevme ledeyna mekınün emın55. Kalec'alnı ala hazainil ard innı hafıyzun alım56. Ve kezalike mekkenna li yusüfe fil ard yetebevveü minha haysü yeşa' nüsıybü bi rahmetina men neşaü ve la nüdıy'u ecral muhsinın57. Ve le ecrul ahırati hayrul lillezıne amenu ve kanu yettekun58. Ve cae ıhvetü yusüfe fe dehalu aleyhi fe arafehüm ve hüm lehu münkirun59. Ve lemma cehhezehüm bi cehazihim kale'tunı bi ehıl leküm min ebıküm ela teravne ennı ufil keyle ve ene hayrul münzilın60. Fe il lem te'tunı bihı fe la keyle leküm ındı ve la takrabun61. Kalu senüravidü anhü ebahü ve inne le faılun62. Ve kaleli fityanihic'alu bidaatehüm fı rihalihim leallehüm ya'rifuneha izenkalebu ila ehlihim leallehüm yarciun63. Fe lemma raceu ila ebıhim kalu ya ebana münia minnel keylü fe ersil meana ehana nektel ve inna lehu lehafizun64. Kale hel amenüküm aleyhi illa kema emintüküm ala ehıyhi min kabl fellahü hayrun hafizav ve hüve erhamür rahımın65. Ve lemma fetehu metaahüm vecedu bidaatehüm ruddet ileyhim kalu ya ebana ma nebğıy hazihı bidaatüna ruddet ileyna ve nemıru ehlena ve nahfezu ehana ve nezdadü keyle beıyr zalike keylüy yesır66. Kale len ürsilehu meaküm hatta tü'tuni mevsikam minellahi lete'tünnenı bihı illa ey yühata biküm fe lemma atevhü mevsikahüm kalellahü ala ma nekulü vekıl67. Ve kale ya beniyye la tedhulu mim babiv vahıdiv vedhulu min ebvabim müteferrikah ve ma uğnı anküm minellahi min şey' inil hukmü illa lillah aleyhi tevekkelt ve aleyhi fel yetevekkelil mütevekkilun68. Ve lemma dehalu min haysü emerahüm ebuhüm ma kane yuğnı anhüm minellahi min şey'in illa laceten fı nefsi ya'kube kadaha ve innehu le zu ılmil lima allemnahü ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun69. Ve lemma dehalu ala yusüfe ave ileyhi ehahü kale innı ene ehuke fe la tebteis bima kanu ya'melun70. Fe lemma cehhezehüm bi cehazihim ceales sikayete fı rahli ehıyhi sümme ezzene müezzinün eyyetühel ıyru inneküm le sarikun71. Kalu ve akbelu aleyhim maza tefkıdun72. Kalu nefkıdü suvaal meliki ve li men cae bihı hımlü beıyriv ve ene bihı zeıym73. Kalu tellahi le kad alimtüm ma ci'na li nüfside fil erdı ve ma künna sarikıyn74. Kalu fe ma cezaühu in küntüm kazibın75. Kalu cezaühu mev vücide fı rahlihı fe hüve cezaüh kezalike necziz zalimın76. Fe bedee bi ev'ıyetihim kable viai ehıyhi sümmestahraceha min viai ehıyh kezalike kidna li yusüf ma kane li ye'huze ehahü fı dınil melikı illa ey yeşaellah nerfeu deracatim men neşa' ve fevka külli zı ılmin alım77. Kalu iy yesrık fe kad seraka ehul lehu min kabl fe eserraha yusüfü fı nefsihı ve lem yübdiha lehüm kale entüm şerrum mekana vallahü a'lemü bima tesıfun78. Kalu ya eyyühel azızü inne lehu eben şeyhan kebıran fe huz ehadena mekaneh inna nerake minel muhsinın79. Kale meazellahi en ne'huze illa mev vecedna metaana ındehu inna izel le zalimun80. Fe lemmestey'esu minhü halesu neciyya kale kebıruhüm e lem ta'lemu enne ebaküm kad ehaze aleyküm mevsikam minellahi ve min kablü ma ferrattüm fı yusüf fe len ebrahal erda hatta ye'zene lı ebı ev yahkümellahü lı ve hüve hayrul hakimın81. İrciu illa ebıküm fe kulu ya ebana innebneke serak ve ma şehidna illa bima alimna ve ma künna lilğaybi hafizıyn82. Ves'elil karyetelletı künna fıha vel ıyralletı akbelna fıha ve inna lesadikun83. Kale bel sevvelet leküm enfüsüküm emra fe sabrun cemıl asellahü ey ye'tiyenı bihim cemıa innehu hüvel alımül hakım84. Ve tevella anhüm ve kale ya esefa ala yusüfe vebyaddat aynahü minel huzni fe hüve kezıym85. Kalu tellahi tefteü tezküru yusüfe hatta tekune haradan ev teküru yusüfe hatta tekune haradan ev tekune minel halikın86. Kale innema eşku bessı ve huznı ilellahi ve a'lemü minellahi ma la ta'lemun87. Ya beniyyezhebu fe tehassesu miy yusüfe ve ehıyhi ve la tey'esu mir ravhıllahi illel kavmül kafirun88. Fe lemma dehalu aleyhi kalu ya eyyühel azızü messena ve ehlened durru ve ci'na bi bidaatim müzcatin fe evfi lenel keyle ve tesaddak aleynav innellahe yeczil mütesaddikıyn89. Kale hel alimtüm ma fealtüm bi yusüfe ve ehıyhi iz entüm cahilun90. Kalu einneke le ente yusüf kale ene yusüfü ve haza ehıy kad mennellahü aleyna innehu mey yettekı ve yasbir fe innellahe la yüdıy'u ecral muhsinın91. Kalu tellahi le kad aserakellahü aleyna ve in künna le hatıın92. Kale la tesrıbe aleykümül yevm yağfirullahü leküm ve hüve erhamür rahımın93. İzhebu bi kamısıy haza fe elkuhü ala vechi ebı ye'ti besıyra ve'tunı bi ehliküm ecmeıyn94. Ve lemma fesaletil ıyru kale ebuhüm innı le ecidü rıha yusüfe lev la en tüfennidun95. Kalu tellahi inneke le fı dalalikel kadım96. Fe lemma en cael beşıru elkahü ala vechihı fertedde besıyra kale elem ekul leküm innı a'lemü minellahi ma la ta'lemun97. Kalu ya ebanestağfir lena zünubena inna künna hatıın98. Kale sevfe estağfiru leküm rabbı innehu hüvel ğafurur rahıym99. Fe lemma dehalu ala yusüfe ava ileyhi ebeveyhi ve kaledhulu mısra in şaellahü aminın100. Ve rafea ebeveyhi alel arşi ve harru lehu sücceda ve kale ya ebeti haza te'vılü rü'yaye min kablü kad cealeha ribbı hakka ve kad ahsene bı iz ahracenı mines sicni ve cae biküm minel bedvi mim ba'di en nezeğaş şeytanü beynı ve beyne ıhvetı inne rabbı latıyfül lima yeşa' innehu hüvel alımül hakım101. Rabbi kad ateytenı minel mülki ve allemtenı min te'vılil ehadıs fatıras semavati vel erdı ente veliyyı fid dünya vel ahırah teveffenı müslimev ve elhıknı bis salihıyn102. Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk ve ma künte ledeyhim iz ecmeu emrahüm ve hüm yemkürun103. Ve ma ekserun nasi ve lev haraste bi mü'minın104. Ve ma tes'elühüm aleyhi min ecr in hüve illa zikrul lil alemın105. Ve keeyyim min ayetin fis semavati vel erdı yemürrune aleyha ve hüm anhü mu'ridun106. Ve ma yü'minü ekseruhüm billahi illa ve hüm müşrikun107. E fe eminu en te'tiyehüm ğaşiyetüm min azabillahi ev te'tiyehümüs saatü bağtetev ve hüm la yeş'urun108. Kul hazihı sebılı ed'u ilellahi ala besıyratin ene ve menittebeanı ve sübhanellahi ve ma ene minel müşrikın109. Ve ma erselna min kablike illa ricalen nuhıy ileyhim min ehlil kura e fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim ve la darul ahırati hayrul lillezınettekav e fe la ta'kılun110. Hatta izestey'eser rusülü ve zannu ennehüm kad küzibu caehüm nasruna fe nücciye men neşa' ve la yüraddü be'süna anil kavmil mücrimın111. Le kad kane fı kasasıhum ıbratül li ülil elbab ma kane hadısey yüftera ve lakin tasdıkallezı beyne yedeyhi ve tefsıyle külli şey'iv ve hüdev ve rahmetel li kavmiy yü'minunYusuf Suresi Türkçe Anlamı1. Elif Lâm Râ. Bunlar, apaçık Kitabın Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak Sana bu Kur'an'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce sen bunlardan habersiz Hani Yûsuf babasına, "Babacığım! Gerçekten ben rüyada on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı" Babası, şöyle dedi "Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır."6. "İşte Rabbin seni böylece seçecek, sana rüyada görülen olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Şüphesiz Rabbin hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."7. Andolsun, Yûsuf ve kardeşlerinde hakikati arayıp soranlar için ibretler Kardeşleri dediler ki "Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde Yûsuf ve kardeşi Bünyamin babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir yanılgı içindedir."9. "Yûsuf'u öldürün veya onu bir yere atın ki babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra tövbe edip salih kimseler olursunuz."10. Onlardan bir sözcü, "Yûsuf'u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın" Babalarına şöyle dediler "Ey babamız! Yûsuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz."12. "Yarın onu bizimle beraber gönder de gezip oynasın. Şüphesiz biz onu koruruz."13. Babaları "Doğrusu onu götürmeniz beni üzer, siz ondan habersiz iken onu kurt yer diye korkuyorum."14. Onlar da, "Andolsun biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse o takdirde biz gerçekten hüsrana uğramış oluruz" Yûsuf'u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de O'na, "Andolsun, senin Yûsuf olduğunun farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin" diye Yûsuf'u kuyuya bırakıp akşamleyin ağlayarak babalarına "Ey babamız! Biz yarışa girmiştik. Yûsuf'u da eşyamızın yanında bırakmıştık. Bir de ne görelim O'nu kurt yemiş. Her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın" Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yakub dedi ki "Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah'tır."19. Bir kervan gelmiş sucularını suya göndermişlerdi. Sucu kovasını kuyuya salınca "Müjde! Müjde, İşte bir oğlan!" dedi. O'nu alıp bir ticaret malı olarak sakladılar. Oysa Allah, onların yaptıklarını O'nu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer O'nu satın alan Mısırlı kişi hanımına dedi ki "Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." İşte böylece biz Yûsuf'u o yere Mısır'a yerleştirdik ve ona rüyadaki olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu Olgunluk çağına erişince O'na hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle Evinde bulunduğu kadın gönlünü ona kaptırıp ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları kilitleyerek "Haydi gelsene!" dedi. O ise, "Allah'a sığınırım, çünkü o kocan benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler" Andolsun kadın ona göz koyup istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini görmemiş olsaydı Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş İkisi de kapıya koştular. Kadın Yûsuf'un gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında hanımın efendisine rastladılar. Kadın dedi ki "Senin ailene kötülük yapmak isteyenin cezası, ancak zindana atılmak veya can yakıcı bir azaptır."26. Yûsuf, "O benden arzusunu elde etmek istedi" dedi. Kadının ailesinden bir şahit de şöyle şahitlik etti "Eğer onun gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, O Yûsuf yalancılardandır."27. "Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylemiştir. O Yûsuf ise, doğru söyleyenlerdendir."28. Kadının kocası Yûsuf'un gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce dedi ki "Şüphesiz bu, siz kadınların tuzağıdır. Şüphesiz sizin tuzağınız çok büyüktür."29. "Ey Yûsuf! Sen bundan sakın kimseye bahsetme. Ey Kadın, sen de günahının bağışlanmasını dile. Çünkü sen günah işleyenlerdensin."30. Şehirde bir takım kadınlar, "Aziz'in karısı, hizmetçisi olan delikanlısından murad almak istemiş. Ona olan aşkı yüreğine işlemiş. Şüphesiz biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz" Kadın, bunların dedikodularını işitince haber gönderip onları çağırdı. ziyafet düzenleyip onlar için oturup yaslanacakları yer hazırladı. Her birine birer de bıçak verdi ve Yûsuf'a, "Çık karşılarına" dedi. Kadınlar Yûsuf'u görünce onu pek büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler. "Haşa! Allah için, bu bir insan değil, ancak şerefli bir melektir" Bunun üzerine kadın onlara dedi ki "İşte bu, beni hakkında kınadığınız kimsedir. Andolsun, ben ondan murad almak istedim. Fakat o iffetinden dolayı bundan kaçındı. Andolsun, eğer emrettiğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacak."33. Yûsuf, "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum" Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki o, hakkıyla işitendir, hakkıyla Sonra onlar, Yûsuf'un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre zindana atmayı uygun Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri, "Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm" dedi. Diğeri, "Ben de rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm. Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz biz seni iyilik yapanlardan görüyoruz" Yûsuf dedi ki "Sizin yiyeceğiniz yemek size gelmeden önce onun ne olduğunu bildiririm. Bu, bana Rabbimin öğrettiklerindendir. Ben, Allah'a inanmayan ve ahireti inkar eden bir milletin dinini bıraktım."38. "Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un dinine uydum. Bizim Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız söz konusu olamaz. Bu, bize ve insanlara Allah'ın bir lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler."39. "Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilahlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hakimiyet sahibi olan tek Allah mı?"40. "Siz Allah'ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı bir takım isimlere düzmece ilahlara tapıyorsunuz. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah'a aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler."41. "Ey zindan arkadaşlarım! Rüyanızın yorumuna gelince, biriniz efendisine şarap sunacak, diğeri ise asılacak ve kuşlar başından yiyecektir. Yorumunu sorduğunuz iş böylece kesinleşmiştir."42. Yûsuf, onlardan kurtulacağını düşündüğü kişiye, "Efendinin yanında beni an", dedi. Fakat şeytan O'nu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda Kral, "Ben rüyamda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini; ayrıca yedi yeşil başak ve yedi de kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, rüyamı bana yorumlayın" Dediler ki "Bunlar karma karışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumunu bilmiyoruz."45. Zindandaki iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zamandan sonra Yûsuf'u hatırladı ve, "Ben size onun yorumunu haber veririm, hemen beni zindana gönderin" Zindana varınca, "Yûsuf! Ey doğru sözlü! Rüyada yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi, bir de yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak hakkında bize yorum yap. Ümid ederim ki vereceğin bilgi ile insanlara dönerim de onlar da senin değerini bilirler" Yûsuf dedi ki "Yedi yıl âdetiniz üzere ekin ekeceksiniz. Yiyeceğiniz az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında bırakın."48. "Sonra bunun ardından yedi kurak yıl gelecek, saklayacağınız az bir miktar hariç bu yıllar için biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek."49. "Sonra bunun ardından insanların yağmura kavuşacağı bir yıl gelecek. O zaman bol rızka kavuşup şıra ve yağ sıkacaklar."50. Kral, "Onu bana getirin" dedi. Elçi Yûsuf'a gelince Yûsuf dedi ki "Efendine dön de ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir."51. Kral kadınlara, "Yûsuf'tan murad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?" dedi. Kadınlar, "Haşa! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz" dediler. Aziz'in karısı ise, "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yûsuf doğru söyleyenlerdendir" Yûsuf, "Benim böyle yapmam, Aziz'in; yokluğunda, benim kendisine hainlik etmediğimi ve Allah'ın, hainlerin tuzaklarını başarıya ulaştırmayacağını bilmesi içindi" "Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" Kral, "Onu bana getirin, onu özel olarak yanıma alayım", dedi. Onunla konuşunca dedi ki "Şüphesiz bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir bir kişisin."55. Yûsuf, "Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü ben iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim" Böylece Yûsuf'a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkan ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi Elbette ki, ahiret mükâfatı, inananlar ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha Derken Yûsuf'un kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler. Yûsuf onları tanıdı, onlar ise Yûsuf'u Yûsuf onların yüklerini hazırlatınca dedi ki "Sizin baba bir kardeşinizi de bana getirin. Görmüyor musunuz, ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafir ağırlayanların en iyisiyim."60. "Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek tek ölçek zahire bile yoktur ve bir daha da bana yaklaşmayın."61. Dediler ki "Onu babasından isteyeceğiz ve muhakkak bunu yaparız."62. Yûsuf adamlarına dedi ki "Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler."63. Onlar, babalarına döndüklerinde, "Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi Bünyamin'i bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz" Yakub onlara, "Onun hakkında size ancak, daha önce kardeşi hakkında güvendiğim kadar güvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir" Yüklerini açıp zahire bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler. "Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte ödediğimiz bedeller de bize geri verilmiş. Onunla yine ailemize yiyecek getirir, kardeşimizi korur ve bir deve yükü zahire de fazladan alırız. Çünkü bu getirdiğimiz az bir zahiredir" Babaları, "Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim" dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, "Allah söylediklerimize vekildir" Sonra da, "Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah'ındır. Ben ona tevekkül Tevekkül edenler de yalnız ona tevekkül etsinler" Babalarının emrettiği şekilde ayrı kapılardan girdiklerinde bile bu, Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan uzaklaştıracak değildi. Sadece Yakub içindeki bir dileği ortaya koymuş oldu. Şüphesiz o, biz kendisine öğrettiğimiz için bilgi sahibidir. Fakat insanların çoğu Yûsuf'un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin'i yanına bağrına bastı ve gizlice "Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme" Yûsuf onların yüklerini hazırlatırken su kabını kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra da bir çağırıcı şöyle seslendi "Ey kervancılar! Siz hırsızsınız."71. Yûsuf'un kardeşleri onlara dönerek, "Ne yitirdiniz?" Onlar, "Hükümdar'ın su kabını yitirdik. Onu getirene bir deve yükü ödül var. Ben buna kefilim" Dediler ki "Allah'a andolsun, siz de biliyorsunuz ki biz bu ülkede fesat çıkarmaya gelmedik, hırsız da değiliz."74. Onlar, "Eğer yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir?" Onlar da "Cezası, su kabı kimin yükünde bulunursa o kimsenin kendisinin alıkonması onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz Yûsuf'a böyle bir plan öğrettik. Yoksa kralın kanunlarına göre kardeşini alıkoyamazdı. Ancak Allah'ın dilemesi başka. Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen Dediler ki "Eğer o çalmışsa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı." Yûsuf bunu içinde sakladı ve onlara belli etmedi. İçinden, "Siz kötü bir durumdasınız; anlattığınızı Allah çok daha iyi biliyor" Onlar, Yûsuf'a "Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz" Yûsuf, "Malımızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını tutmaktan Allah'a sığınırız. Şüphesiz biz o takdirde zulmetmiş oluruz" Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki "Babanızın Allah adına sizden söz aldığını, daha önce de Yûsuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verinceye veya Allah, hakkımda hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır."81. "Siz babanıza dönün ve deyin ki "Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık etti, biz ancak bildiğimize şahitlik ettik. Sana söz verdiğimiz zaman gaybı oğlunun hırsızlık edeceğini bilemezdik."82. "Bulunduğumuz kent halkına ve aralarında olduğumuz kervana da sor. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."83. Yakup, "Nefisleriniz sizi bir iş yapmağa sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Umulur ki Allah onların hepsini bana getirir. Çünkü O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir" Onlardan yüz çevirdi ve, "Vah! Yûsuf'a vah!" dedi ve üzüntüden iki gözüne ak düştü. O artık acısını içinde Oğulları, "Allah'a yemin ederiz ki, sen hâlâ Yusuf'u anıp duruyorsun. Sonunda üzüntüden eriyip gideceksin veya helâk olacaksın" Yakub, "Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah'a arz ederim. Ben Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim" "Ey oğullarım! Gidin Yûsuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez."88. Bunun üzerine Mısır'a dönüp Yûsuf'un yanına girdiklerinde, "Ey güçlü vezir! Bize ve ailemize darlık ve sıkıntı dokundu. Değersiz bir sermaye ile geldik. Zahiremizi tam ölç, ayrıca bize sadaka ver. Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükafatlandırır" Yûsuf dedi ki "Siz henüz cahil kimseler iken Yûsuf ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?"90. Kardeşleri, "Yoksa sen, sen Yûsuf musun?" dediler. O da, "Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez" Dediler ki "Allah'a andolsun, gerçekten Allah seni bize üstün kıldı. Gerçekten biz suç işlemiştik."92. Yûsuf dedi ki "Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en Bu gömleğimi götürün de babamın yüzüne koyun ki, gözleri açılsın ve bütün ailenizi bana getirin" Kervan Mısır'dan ayrılınca babaları, "Bana bunak demezseniz, şüphesiz ben Yûsuf'un kokusunu alıyorum" Onlar da, "Allah'a yemin ederiz ki sen hâlâ eski şaşkınlığındasın" Müjdeci gelip gömleği Yakub'un yüzüne koyunca gözleri açılıverdi. Yakup, "Ben size, Allah tarafından, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim demedim mi?" Oğulları, "Ey babamız! Allah'tan suçlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten suçlu idik" Yakub, "Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" Mısır'a gidip Yûsuf'un huzuruna girdiklerinde; Yûsuf ana babasını bağrına bastı ve "Allah'ın iradesi ile güven içinde Mısır'a girin" Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi ona Yûsuf'a saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki "Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."101. "Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat."102. İşte bu kıssa, gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak Halbuki sen buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. O Kur'an âlemler içinde ancak bir Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek Onların çoğu Allah'a ancak ortak koşarak Yoksa Allah tarafından kendilerini kuşatacak bir azabın gelmeyeceğinden veya onlar farkında olmadan kıyametin ansızın gelip çatmayacağından emin mi oldular?108. De ki "İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah'a çağırırız. Allah'ın şanı yücedir. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim."109. Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?110. Nihayet peygamberler ümitlerini kesecek hale gelip yalanlandıklarını düşündükleri sırada, onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Azabımız ise, suçlular topluluğundan geri Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur'an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir Suresi TefsiriMushaftaki sıralamada on ikinci, iniş sırasına göre elli üçüncü sûredir. Hûd sûresinden sonra, Hicr sûresinden önce Mekke’de nâzil telkini ile Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber’e, “İsrâiloğulları Mısır’a niçin gittiler?” şeklindeki sorusuna cevap olarak veya müslümanların Resûlullah’tan bir kıssa anlatmasını istemeleri üzerine indiği rivayet edilmiştir. Ancak Muhammed b. İshak’a göre sûrenin nüzûl sebebi, kavmi tarafından zulme uğramış olan Hz. Peygamber’i teselli etmektir Elmalılı, IV, 2841. Kavminin baskıları ve işkenceleri karşısında Resûl-i Ekrem ve arkadaşları bunalmışlardı; bu bunalımdan bir çıkış yolu arıyorlardı. Böyle sıkıntılı bir anda bu sûrenin inmesi, müslümanlara bir teselli ve müjde olmuştur. Zira kıssanın kahramanı olan Hz. Yûsuf da Filistin’de kardeşlerinin bazı kötülüklerine mâruz kalmıştı. Fakat sonunda o, Mısır’da devlet yönetiminde söz sahibi oldu, kardeşleri de bu devletin yönetiminde sûrede anlatılan kıssa da, dolaylı olarak Hz. Muhammed ve arkadaşlarına, sabrettikleri takdirde Hz. Yûsuf’a verilmiş olan mükâfatın bir benzerinin verileceğini ve Kureyşliler’in kendilerine boyun eğeceğini müjdelemektedir. Nitekim kavminin baskısı neticesinde Medine’ye göç etmiş olan Resûlullah sekiz sene sonra Mekke’yi fethetmiş ve Kureyşliler ona boyun eğmiştir. Ancak Hz. Peygamber Kureyşliler’e, Hz. Yûsuf’un Mısır’da kardeşlerine söylediği sözün aynısını söylemiş ve şöyle demiştir “Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir” İbn Sad, Tabakåt, II, 142. “Gidiniz, hepiniz serbestsiniz!” İbn Kesîr, es-Sîre, III, 570. Muhtevasına ve işaret ettiği konulara bakıldığında sûrenin, hicretin arifesinde meydana gelen olaylar esnasında, yani Kureyş’in Hz. Peygamber’i öldürme, sürgün etme veya hapsetme planlarını tasarladığı sırada ve bir defada inmiş olduğu üç âyette bu sûredeki âyetlerin Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri olduğu, Kur’an’ın Arap diliyle indirildiği ve bu sûrede kıssaların en güzelinin anlatılacağı bildirilmektedir. Bundan sonra 101. âyete kadar Hz. Yûsuf’un kıssası anlatılmıştır. Kıssada Hz. Yûsuf’un, kardeşleri tarafından kuyuya atılması, onu kuyudan çıkaran kafile tarafından Mısır’da köle olarak satılması, bir iftira sonucu cezaevine girmesi, Mısır kralının gördüğü rüyayı yorumlaması neticesinde cezaevinden çıkarılıp maliyeden sorumlu yüksek düzeyde yöneticiliğe getirilmesi, uzun süreli bir ayrılıktan sonra babası ve kardeşleriyle tekrar buluşması gibi konular ele alınmıştır. Daha sonraki âyetlerde ise müminlere müjde ve öğütler Kerîm’deki kıssalar bazı hikmetlere dayanmaktadır. Özellikle peygamberlerin kıssaları, alınması gereken ibretlerle doludur. Nitekim bu sûrenin son âyetinde yüce Allah şöyle buyurmaktadır “Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır.” Hz. Yûsuf’un kıssası hakkında da şöyle buyurmuştur “Andolsun ki Yûsuf ve kardeşlerinde, almak isteyenler için ibretler vardır” Yûsuf 12/7.

yusuf süresi 100 ayet fazileti