U7nBqg8. KALP YETMEZLİĞİ VE ÇARPINTI TEDAVİSİ Sevgili Ahmet hocam. 20 yıldır kalp ritim bozukluğuı ve kalp yetmezliği teşhisi kondu ve kalp yakması gerektiğini söylediler ama Ahmet hocama geldikten sonra Anjiyodan sonra kalpte hiç problem olmadığını söyledi ve mutlu olduk. Bütün ağrılarımdan ve uykusuzluklarımızı on gün içinde Ahmet hocam yok etti. Esas rahatlık uyku apnesi olduğu anlaşıldı. Allah ondan razı olsun. ANLATILMAZ YAŞANIR Kardeşim Ahmet Sütçüoğlu kalp krizi ve kalp durması ile yoğun bakım servisinize alınıyor, o gece anjiyosu yapılıyor ve tarihihinde bypassa alınıyor. Bu süreçte ahmet hoca bizi sakinleştirmek için her sorumuza cevap veriyor. Ailemizle ilgileniyor. Aslında yazdıklarım yaşadıklarımızı anlatmıyor. Uzun bir bekleme süresi sonunda güzel haberi alıyoruz, herşey yolunda. Kardeşim hastaneden taburcu oldu, bir haftadır evde. Bu gece bir sorunu olmuş, ahmet hoca ya mesaj attım. Aynı anda bana geri döndü. Sıkıntımızı giderdi aslında eksik yazdım. Kendisi bunu daha önce de yapmıştı. Hem de en umutsuz olduğumuz bir zamanda. Kardeşim ile ilgili o ilk gece mesaj atmıştım kendisine email ile ama telefon numaramı yanlış yazmışım. Defalarca geri aramış, bana ulaşamamış. O koşuşturma ve zamansızlığın içinde bana dönmüş, beni geri aramış. Hhangi birini anlatsam, nasıl teşekkür etsem. Ahmet akgül hoca ya ekibine neler söylesem az, nasıl anlatsam az. Ancak yaşanır böyle bir yüce gönül, teşekkürler teşekkürler teşekkürler. Melike Sütçüoğlu Özyazar Yukarıdaki gazete haberinin tamamını okumak için aşağıdaki renklendirilmiş yazıyı okuyun veya TIKLAYIN."Diyabetin damarları bozan bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Akgül hangi durumlarda by-pass, hangi durumlarda stent ve balon tedavisinin seçilmesi gerektiğini anlattı…Diyabet hastalığının kalbi besleyen damarları bozduğunu söyleyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dekanı ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül, acil durumlar dışında diyabetli hastalarda stent yerine by-passın tercih edilmesi gerektiğini hastalarda kalp ve damar hastalıklarının 2-3 kat daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akgül, kan şekeri kontrol altında olmayan diyabetlilerde damar tıkanıklıklarının da yüksek olduğunu belirterek, “En fazla şeker hastalarına stent konuyor. Ancak belirli bir hasta grubu dışında özellikle diyabetli hastalarda stent koyup göndermek yerine by-pass yapılmalıdır. Damara balon yapmak, stent koymak gibi işlemler kısa bir süreli açıklık sağlıyor. Diyabet damar içinin iltihaplanmasına sebep olan bir hastalık olduğu için diyabetlilerde stent çok hızlı tıkanıyor. Uzun vadede bütün damar içinde bir iltihaplanma süreci başlıyor. Damarda yeni bir tıkanıklık olduğunda ya da stentin önünde veya arkasında bir tıkanıklık oluştuğunda hastaya by-pass yapmak zorunda kalıyoruz. Ancak iltihap ve önceki stentler sebebiyle elimizde by-pass yapabileceğimiz sağlam bir damar kalmamış oluyor. Çoğu zaman iç yüzeyi şişmiş damara gömülen stentleri çıkarmakta zorlanıyoruz” dedi. BY-PASS İKİNCİ DEĞİL İLK TERCİH OLMALI Stent konulabilecek diyabetli hasta grubunun sınırlı olduğunu anlatan Prof. Dr. Akgül, “Tek damarı tıkalı olan diyabetlilerle, açık ameliyat edilemeyen veya kalp krizi geçiren diyabetliye acil olarak stent takılabilir. Hasta rahatladıktan sonra by-pass’a alınır. Kendi tecrübemde, hasta şeker hastasıysa, kritik damar lezyonları varsa, açık ameliyat öneriyorum. Çünkü ameliyat sonucunda damarların açık kalma oranları ve hastanın hayat kalitesi daha yüksek oluyor. Bu arada stent konulan hastalara verilen bazı tip kan sulandırıcıların beyin kanaması, göz kanaması ve mide kanamasına yol açma riski yüksek olduğundan hastanın hayat kalitesi düşüyor ve endişe düzeyi yükseliyor” hastalarda yara iyileşme süresinin uzun olması sebebiyle ameliyattan çekinildiğini de söyleyen Prof. Dr. Akgül, “Yeni ameliyat teknikleri ve malzemelerle bu risk de ortadan kalkıyor” dedi." YERE YANLIŞ BASMA ve KILCAL DAMAR DOLAŞIM BOZUKLUĞU Bugün tarihinde başladığımız annemin tedavisinin sonuna geldik. İlk geldiğimizde ayaklarında ağrı ve yürüyememe şikayetlerimiz vardı, yapılan çekimlerde ana atar ve toplar damarların açık olduğu fakat kılcal damarlarda bir sıkıntı olduğu bize bildirildi. Vücuttan alınan kan ayaklarına ozonla beraber verildi ve yürüyüşlerimizde belli bir düzelme olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca ilk yapılan tedavide annemin aslında yıllardır yere yanlış bastığını da yapılan taban analizinde görmüş olduk. Bunun içinde uygun tabanlık yaptırıp artık onu kullanıyoruz. Belki de bu rahatsızların sebebi yanlış basmadan dolayı kılcal damarların normal düzenini bozup kan akışın olumsuz hale getirmişte olabilir diye düşünüyorum. Sonuçta tedavimizi yaptırdık. Bundan sonra beslenmemize dikkat eder. Düzenli yürüyüşler yaparsak bu sıkıntılarımızdan tamamı ile kurtulmuş olacağız. Bu süreçte bize yakın ilgi ve güler yüz gösteren başta hocamız Ahmet AKGÜL'e, asistan doktorlarımıza hemşirelerimize ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. KALP KRİZİ SONRASI ACİL KALP AMELİYATI Evde kalp krizi geçirdiğimde ambulans ile hastaneye kaldırıldım. Acil olarak stent takıldı ve baygındım. Bir tanıdığım vasıtasıyla sn. Ahmet Akgül’e dosyam ulaştı ve kendisi ameliyatıma girdi. Aort damarı teşhisi konulmuştu ve tedirgindim. Ahmet hoca korkulacak bir şey olmadığını koroner damarlarımın değişeceğini söyledi. Ameliyat esnasında varislerime de tedavi uyguladı. Ameliyattan 3 gün sonra günlük hayatıma döndüm. Ahmet hoca’ya ulaşmak ve onun tedavi etmesi sayesinde iyileştim. Teşekkürler hocam. İNSÜLİN DİRENCİ VE KALP AMELİYATI Bu yayını izlemeden 1 hafta önce bana şeker hastalığı teşhis edilmiş ve vücudumda insülin direnci çıkmıştıve malum o Glifor ilacına başladım ama bu programı izleyerek bir çok bilgi edindim. Bu hastalığı başında yenmek için sizin söylediğiniz tüm bilgileri hayatımda uygulamaya başladım hocam. Bu güzel bilgiler için çok teşekkür ederim. Sizi babamın by-pass ameliyatı ile tanımıştım. Babamı sağlığına kavuşturmuştunuz 2011 yılında. Çok teşekkür ederim. Şimdi en yakın zamanda annem için sizden randevu almak için ekibinizle irtibata geçeceğim. İyi ki varsınız hocam ve en önemlisi biz vatandaşların anlayabileceği şekilde anlattığınız için çok teşekkür ederim. Allah sizi korusun, kollasın hocam. Allah'a emanet olun. ANNEMİN KALP AMELİYATI İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyaliz Teknikeri Sayın Dilek ÇOBANOĞLU'nun, mitral kalp kapağı ameliyatı geçiren annesi için bize teşekkür yazdı. Bu teşekkür benim için ayrıca anlamlı, bir cerrahın kendi hastanesinde çalışan personelinin annesinin ameliyatını yapması çok değerlidir. Yani aslında, o cerrahın nasıl ameliyat yaptığını en iyi çalıştığı hastanedeki personeller bilir. Sağlık personeli bir ameliyat için Türkiye ve İstanbul'daki tüm diğer cerrahlara ulaşabilirken bildiği ve emin olduğu için beni seçmesi ve hayatındaki en değerli varlık olan annesinin kalp ameliyatını bana emanet etmesi benim ve ekibim için onur vericidir. İşte Sayın Çobanoğulunun çok kısa ve bir o kadar da anlamlı teşekkürü ve o gülen yüzü Sevgili Anneciği'mi bana tekrar bağışlayan, saygı değer PROF. DR. AHMET AKGÜL ve ekibine sonsuz teşekkür, saygı ve sevgilerimi sunarım. SİZLERİ YETİŞTİREN ANNE VE BABALAR'DAN ALLAH RAZI OLSUN. DİLEK ÇOBANOĞLU İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyaliz Teknikeri SİHİRLİ ELLERİNİZLE SAĞLIĞIMA KAVUŞTUM Sn Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'e tarihinde Kastamonu'dayken kalbime bağlı 5 damarın tıkanması sonucu kalp krizi geçirdiğim yolculuğun hakkınızda aldığım bütün olumlu referanslar sonucu Bakırköy Sadi konuk Eğit Araş Hastanesinde son buldu. Hünerli elleriniz bilginiz ve üstün yaklaşımlarınız sonucunda saatlik ameliyat sonrasında sağlığıma kavuştum ama bitmemişti 6 ay arayla iki kezde sağ ve sol olmak üzere karotis ameliyatlarıyla sihirli ellerinizle tamamen sağlığıma kavuştum minnettarım, ne kadar teşekkür etsem azdır, kalbimin her atışında Türkiye'nin bir numarası AHMET AKGÜL'ü hatırlıyorum. Gerçekten iyi ki varsınız, öyle olmaya da devam edin. İZZET ÖZTÜRK ANNEMDE GUATR VARDI KALP AMELİYATI OLDU Hocam yıllar geçsede ben ailem sizi unutmadık. Annemi ameliyat etmiştiniz. 2012 senesinde tiroid hastasıydı kalp baypas ameliyatı yaptınız. Annem çok şükür, iyi sizin başarılarınızı o günden bu yana takip ediyorum. Taktire şayan bir doktorsunuz, sizin güler yüzünüz zaten hastaya direk şifa veriyor. Hocam o günlerde aklımda kalan ilk, annemin servisteki odasına girdiğiniz gün ve gülümseyerek umut verdiğiniz gündü. Bizim için rabbim sizi bize vesile kılmiştı, o gün gözyaşimla okuduğum ayetel kürsü duası sizin anneme şifa olmanız ve başarınızdan nasiplenmemiz oldu. Size binlerce teşekkür ediyorum saygıyla her anneme baktıkca anıyorum saygılarımla hocam. Rabbim uzun sağlıklı başarılarınızın daimi bir hayat yaşamaniz dileğiyle saygılarımla Havva Hoş AKCİĞER KANSERİ VE KORONER BAYPAS AMELİYATI AYNI ANDA Hakkında o kadar çok şey söyelemek/yazmak mümkün ki nasıl toparlasam diye günlerdir düşünmekteyim. ama galiba sadece "O BİR MUCİZE" DEMEK İSTİYORUM! Eminim ki bundan sonra hep hayatımızda aile doktorumuz olarak var olacak. Can doktor can'ımız doktor hayatımızı, babacığımızı bizlere geri veren doktor. İki gün içerisinde tüm ekibi ile birlikte babamın "by pass olamaz" denilen kalp ameliyatını ve aynı zamanda sürpriz bir şekilde karşımıza çıkan akciğer tümörünün temizlenebilmesi için tüm organizasyonu yapan aklı "akıllara zarar" doktor! Çok sevgili Prof. Dr. Ahmet Akgül hocam, o çok kıymetli elleri öpülesi insan! Siz çok yaşayın o kadar mutlu ve sağlıklı yaşayın ki çok daha başka insanların da kırılmış olan umutlarına tekrar can olun, hayat olun, sağlık olun! Allah sizi çok korusun, tırnağınızın ucu zarar görmesin! İlknur ULGUR Yukarıdaki gazete haberinin tamamını aşağıda okuyabilirsiniz veya orijinal haberi görmek için TIKLAYABİLİRSİNİZ."DÖRT çocuk annesi Hatice Kara ilk kalp krizini 1999’da geçirdi. Yaşadığı yer olan Sivas’ta ve Malatya ile İstanbul’da hastane hastane dolaşmaya başladı. Anjiyo, balon, stent uygulamaları peşi sıra geldi. Bir türlü göğsünde hissettiği ağrılar bitmedi. Kısa yürüyüşler bile zor geliyordu. Sırt üstü yatamıyor, ancak oturarak uyuyabiliyordu. Geçtiğimiz martta geçirdiği kalp krizinden sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Orada iki kalp krizi daha geçirdi. Hastane dolaşmaktan, anjiyolardan bıktı. “Bütün sosyal hayatım bitmişti. Evden dışarı çıkamıyordum. Her sabah ölecek miyim, kalacak mıyım?’ diye düşünerek uyanıyordum. Sanki göğsümde bir kamyon oturuyordu. Evde yalnız kalamıyordum. Her anjiyo, balon, stent sonrası aynı sıkıntıları yaşıyordum. Artık anjiyo olmak istemiyordum” diye anlatıyor o günleri. Aldığı ilaçlara rağmen balonla açılan kalp damarlarına yerleştirilen stentler her seferinde yeniden tıkanıyordu. Nihayet televizyondaki bir sağlık programında Bakırköy Sadi Konuk Araştırma ve Eğitim Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül’ü gördü. Divriği’den atlayıp İstanbul’a geldi. Doç. Dr. Akgül, Kara’yı muayene etti. Kalp damarlarındaki 10 stente rağmen ağrı ve yorgunluk şikayetleri devam ediyordu. Doç. Dr. Akgül, “Stentler konduktan sonra verilen kan sulandırıcılara karşı demek ki direnç geliştirmişti. Şeker hastalığının daetkisiyle yeniden tıkanıyordu. Ameliyata karar verdik” diyor. LİTERATÜRDE ÖRNEĞİ YOK Kara’nın iki bacağından alınan damarlarla, 4 kalp damarına by-pass yapıldı. Doç. Dr. Akgül, “Stentler damarlara öyle dizilmiş ki, ameliyat yapmak çok zor oldu. Kadın damarları daha ince. Buna şeker hastası olması da eklenince risk artıyordu. Stentlerden birini çıkardık çünkü damarı bağlayacak yer kalmamıştı. Diğerlerine dokunmadık, aralarında kalan boş yerlere yeni damar yollarını bağladık. Stentler böylece devre dışı kaldı. Hastamızın artık kutu kutu kan sulandırıcı ilaç içmesine gerek yok. Literatürü araştırdım, bu kadar çok anjiyo olan hastaya rastlamadım. Guinness Rekorlar Kitabı’na aday olur bence” diyor." Kalp Hastalıkları ve Tedavileri için ayrıntılı bilgiye ulaşmak için lütfen tıklayınız Kalp hastalığı ve "tedavisi yok, bu hastalıkla yaşamaya alış" denilen hastaların tedavi sonrası yorumlarını okumak için lütfen tıklayınız Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız İletişim ve Randevu için lütfen tıklayınız Sizden Gelenler Sizlerden gelen değerli yorumları ve görüşleri aşağıda bulabilirsiniz; Özgür bey gerçekten işinde uzman bir doktor. Nefes almakta ara ara güçlük çekiyordum. Horlamamda vardı. Ameliyattan hep çekiniyordum. Ama ekibiyle beraber ağrısız sızısız sıkıntısız bir şekilde ameliyat edildim. Ameliyat sonrası da nerdeyse hic acı cekmedim agrım sızımda olmadı diyebilirim. Özgür beyden ekibinden ve hastane calisanlarindan cok memnun kaldım emeği gecen herkese tesekkurler. 🙂Özgür bey uzun zamandır çektiğim burun problemimi çözmüş işinin ehli mükemmel bir korkuyordum acı çekerim nasıl olcak bu olmasammi ameliyat diye diye yıllarca gitmedim doktora ama özgür bey korkularıma son vermiştir çok basarili bir ameliyat geçirdim sonrasi kontrollerim gayet iyi geçti kendisine teşekkürü borç Özgür Bey’e teşekkür ederim hastanenin çalışanlarınıda doktorumdan çok memnun kaldım herkese tavsiye ederim nazikliği ve cana yakınlığı bana güvence sağladı tekrar teşekkür bey ile yaklasik 2 3 ay önce tanistik.. kendinden emin durusu sayesinde yavrumuzu kendisine teslim ettik ve basarili bir operasyon gecirdik. calistigi kurum artik farketmez.. güler yüzü ve samimiyeti sayesinde hangi kurumda olursa olsun tedavi icin onu bulacagimizdan çok değer veriyorum, çok başarılı bir doktor Özgür Bey. Eski çalıştığı kurumda tanışmıştım kendisiyle, Haziran ayında ameliyat olmuştum. Artık çok rahat nefes alabiliyorum, simetrik olarak da yüzüme uygun, çok güzel bir burun yaptı. Genç yaşına rağmen kendisini geliştirmiş, alanında tam bir uzman. İlgisi ve alakası çok güzel, her şeyden önce idealist bir doktor. Alerjik, astım hastasıyım, bunu göz önünde bulundurarak her şeyi ince ayrıntısına kadar düşündü ve dikkatli davrandı. Kendisini kutluyor ve tebrik sonrasında gittim Özgür Bey’e. Burnumda şekil bozukluğu vardı, bunun için estetik ameliyat oldum. Güzel bir ameliyat süreci geçirdim, oldukça yardımcı oldu. Her şey ameliyata kadar değildi tabi, ameliyat sonrasında da oldukça ilgilendiler ve destek oldu. Gidecek olan herkese tavsiye ederim araştırarak gitmiştim Özgür Bey’e ve burun ameliyatı oldum. Başarılı bir operasyon geçirdim. Bu süreçte en memnun kaldığım yanı ilgisi ve alakası oldu. Memnuniyetim sonrasında ben de yakınlarıma tavsiye günden beri sıcakkanlı bir doktor işin uzmanı hıc bu kadar beklemiyodum iyiki siz varsınız hocam cokk teşekkür ederim 0 ağrı 0 morarma teşekkür ederim sonuna kadar tavsiye ediyorum . bey çok değerli, işine hakim başarılı bir doktor. Teşhisleri yüzde yüz isabetli. Hem geniz akıntımı hem de sinüzitimizi başarılı bir şekilde halletti. Kendisine yakın ilgisinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. olmaktan korktuğum burun estetiği ameliyatını Özgür hocam sayesinde sorunsuz bir şekilde atlattım. İnsana güven veren çok güler yüzlü samimi bir insan. Böyle iyi bir doktora içiniz rahat bir şekilde gidebilirsiniz. beri burun kemiğimde eğrilik vardı. 1 ay kadar önce Özgür hocama ameliyat oldum. Şimdi bende yeniden doğmuş gibi oldum. Özgür Hocam ellerinize sağlık çok teşekkür ediyor saygılarımı Gönderin! Uyku apnesi ameliyatı, rahatsızlığın şiddetine göre karar verilen bir aşamadır. Uyku apnesi ciddiye alınması gereken bir rahatsızlıktır. Zira rahatsızlığı yaşayanlar gece ortalama 15 sn kadar nefessiz kalabilmektedir. Buda ölümle dahi sonuçlanabilir. Uyku apnesi ameliyatı teşhis ve tedavi,Ameliyat yapılmadan önce nefes almaya neden olan tıkanmanın nereden kaynaklandığını bulmak gerekir. Uyku esnasında nefes durması 1 saat içinde 0-15 kere gerçekleşiyorsa hafif apne, 15-30 kere gerçekleşiyorsa orta apne, 30'un üzeri ise ağır apne olarak tanımlanır. Apneye sebep plan patolojik durum anlayabilmek için ilk etapta Kbb ve fizik muayene, laboratuvar da uyku testi ve radyolojik tetkikler yapılmalıdır. Uyku laboratuvarında hasta bir gece uyutularak, uyku düzeni izlenir. Buradaki hastanın ne kadar sıklıkla ve kaç saniye nefesini tuttuğuna bakılır. Bu kayıtlar sayesinde hastalığın hangi boyutta olduğu ve uyku apnesi ameliyatının türü belirlenir. Hafif ve orta şiddetli vakalar ile ağır vakalar için amaliyatlar farklı olmaktadır. Apnenin kaynağı küçük dilde, damakta, dil kökünde, bademciklerde yada gırtlak girişinde olabilmektedir. Örneğin dil veya yumuşak damak doğal yapısını kaybederek yumuşamış olabilir. Yada bademcik aşırı büyümüş olabilir. Bunlar nefes alımını engellediği için apne sorunu ortaya çıkar. Bu tip durumlarda bademcik küçültülebilir. Uyku apnesi ameliyatları lokal yada genel anestezi şeklinde yapılabilir. Radyofrekans dalgaları ile küçültme ameliyatlarında lokal anestezi tercih edilirken küçük dil bademcik ve yumuşak damak ameliyatlarında ise genel anestezi apnesi ameliyatları ise şöyledir;Burun kemiği eğriliği düzeltme ve burun eti küçültme ameliyatları,Bademcik küçültme ve geniz eti ameliyatı,Genel anestezi altında yapılan UPPP ameliyatı. Bu ameliyatta bademcikler alınır, küçük dil yardımlı UPP ameliyatı. Bu ameliyat kansız olmaktadır. Ameliyat sonrası yakınmalar az ve iyileşme daha injeksiyonuyla damak gerilmesi ameliyatı. Bu ameliyatta yapısı bozulup yumuşayan damak dokusunu sertleştiren bir ilaç enjekte kesin sonuç ise boğazda soluk borusuna kalıcı delik apnesi ameliyatlarından sonra hastalar genellikle boğaz, geniz ve kulaklarında hissettikleri aşırı ağrılardan şikayetçidirler. Ağrının şiddetine göre basit ağrı kesiciler yada daha ağır olan morfin ağrı kesiciler kullanılabilmektedir. Son Güncelleme 230346 Uyku Apnesi Ameliyatı ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 1 Yorum Yapılmış "Uyku Apnesi Ameliyatı" Merhaba, Lazerle uyku apnesi tedavisi hakkinda bilgi almak istiyorum, yardimci olabilirmisiniz? Saygilarimlar, Huseyin Tuncer Huseyin Tuncer . 181930CEVAP YAZ Uyku Apnesi Cihazı Uyku apnesi cihazı, Uyku apnesi, aşırı sinirlilik yorgunluk unutkanlık depresyon, gibi rahatsızlıkların habercisidir. Bu belirtilerin olduğu kişilerde uyku apnesi rahatsızlığı olabilir. Tedavisi edilmeyen ve farkına varılmayan uyku apnesi on ile yirm... Bebeklerde Uyku Apnesi Bebeklerde uyku apnesi, uyku apnesi, uyku anında solunumun devamlı kesilmesi olarak tanımlanan ciddi bir rahatsızlıktır. Uyku apnesi, engelleyici uyku apnesi, merkezi uyku apnesi ve karışık apne olarak üç türde incelenir. Engelleyici uyku apnesi, hav... Ağır Uyku Apnesi Ağır Uyku Apnesi, Yetişkinlerde uyku bozukluğuna yol açan yüzün üstünde hastalık bulunur. Bu hastalıkların en önemlisi de uyku apnesidir. Ağır uyku apnesi oldukça önemli bir hastalıktır ve ölümle sonuçlanabilir. Genellikle kişi hastalığının farkında... Apne Testi Apne Testi, Apne geçici olarak solunum sisteminin aksaması olayıdır. Yani solunumun geçici olarak durmasıdır. Ne kadar solunum rahatsızlığı olarak bilinse de bu durum beyinsel fonksiyonlarda meydana gelen aksamalar ve işlev görmemesi T... Uyku Apnesi Maskesi Uyku Apnesi Maskesinden bahsetmeden önce size kısaca uyku apnesinden bahsetmek istiyorum. Uyku apnesi sinirsel ve beyinsel bir hastalıktır. Ve çoğu kişi tarafından bilinmemektedir. Uyku apnesi uyku anında kişinin solunum işleyişinde 5-10 saniye boyun... Apne Apne, solunumun geçici olarak durması olayıdır. Apne hayatın içine girmiş ve birçok kişinin hayatının çok büyük bir sorunu haline gelmiş bir problemdir. Apne hemen hemen en çok uykuda görülen bir sorundur ve uyku apnesi olarak isimlendirilir. Özellik... Geniz Eti Uyku Apnesi Geniz Eti Uyku Apnesi, Geniz eti uyku apnesi, dendiğinde direk olarak aklımıza gelen doğal olarak çocuğun geniz etine bağlı olarak, uyku apnesi rahatsızlığından şikayetleri olmasıdır. Geniz etine bağlı olan uyku apnesi sorunları genellikle çocuklarda... Uyku Apnesi Kilo Aldırırmı Uyku apnesi kilo aldırırmı, Uyku apnesi, hayati sağlık sorunlarına sebep olabilecek rahatsızlıklardan biridir ve hastanın bunu tek başına fark etmesi pek mümkün değildir. Hastanın bu durumunu ancak eşi veya yakınlarının fark etmesiyle ortaya çıkabili... Çocuklarda Uyku Apnesi Çocuklarda uyku apnesi, Uyku apnesi olan çocukların aileleri çoklukla bu durumu fark edemezler. Uyku apnesi olan çocuklarda; sabahları yorgun uyanma, horlama, ağız kuruluğu, baş ağrısı, dikkat eksikliği, okul başarısının düşmesi gibi sorunları berabe... Uyku Apnesi İçin Maske Uyku Apnesi İçin Maske,Uyku sırasında beynin nefes alıp verme sinyalini göndermemesi, kişinin yaklaşık 10 15 saniyeden daha uzun süre nefesini tutmasına uyku apnesi denir. Kişinin soluk alıp vermeye ara vermesi de diyebilir. Bu durum ise, uyku düzeni... Apne Hastalığı Apne Hastalığı, uyuma sırasında insanın soluğunun kesilmesi sonucunda oluşan bir ve insanlarda uyku düzeninin bozulmasına neden olacak olan tedavi edilmediği takdirde çok ciddi bir hastalık boyutuna ulaşmaktadır. Uyurken nefes alırken uyku apnesi ola... Uyku Apnesi Uyku Apnesi, Apne en sık rastlanılan bir uyku hastalığı türüdür. Bu hastalığın önemi ise ölüme neden olmasına ve oldukça sinsi bir şekilde ilerlemesine bağlıdır. Uyku apnesi hastalığı bireyin sağlığını, hayatiyetini ve bazende yaşamını dahi yok etmek... Uyku Apnesi Cihazı Bebeklerde Uyku Apnesi Uyku Apnesi Ameliyatı Ağır Uyku Apnesi Apne Testi Uyku Apnesi Maskesi Apne Geniz Eti Uyku Apnesi Uyku Apnesi Kilo Aldırırmı Çocuklarda Uyku Apnesi Uyku Apnesi İçin Maske Apne Hastalığı Uyku Apnesi Hamilelikte Uyku Apnesi Apne Sendromu Popüler İçerik Hamilelikte Uyku Apnesi Hamilelikte Uyku Apnesi, Uyku apnesi uykuda basit horlama şeklinde olmakla birlikte uyku apnesinin de habercisi olabilmektedir. Uyku apnesi solunumun... Apne Sendromu Apne sendromu, normalde solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kasların kasılmasıyla üst solunum yolu açık kalır. Bu kaslar uyku anında gevşer ve bun... Ana Sayfa Faydalı Bilgiler Horlama Nedenleri Horlama Ameliyatı Nedir Ve Nasıl Yapılır? Horlama ve uyku apnesi toplumumuzu derinden etkileyen bir hastalıktır. Aslında çoğu kişi horlamanın bir hastalık olduğunu düşünmez, rahatsız edici bir gürültü olarak tarif eder veya uyku apnesi olan kişilerin çoğu gün içerisinde yaşadıkları yorgunluğun, boynun terlemesinin veya gün içinde sinirli olmasının hastalığın semptomları olduğunu bilmez. Yeteri kadar farkındalık ve bilinç oluşmadığı için çoğu kişi tedavi olamamaktadır. Peki toplumumuzu %30 lar kadar etkileyen bu hastalıkların tedavisi nasıl yapılır?3 adet yöntem vardır. Kulak Burun Boğaz Uzmanlarının yaptığı bir takım cerrahi müdahaleler, CPAP maskesi ve horlama protezi ile tedavidir. Horlama ameliyatı nasıl yapılır? Horlama ve uyku apnesi zorlayıcı bir hastalıktır. Günün ortalama 8 saati maruz kalındığı düşünülürse bir çok araştırmacının neden bu konuda çalıştığını anlamak zor olmaz. İnsanlar genellikle bir hastalık karşısında beklentileri bir uygulama yapılsın ve tamamen geçsin ileride herhangi bir tedaviye ihtiyaç kalmasın yönündedir. Cerrahi müdahaleler ameliyatlar teorikte bu isteğe cevap vermektedir fakat klinik olarak bakıldığında ise tek başlarına başarılı olma ihtimalleri çok sınırlıdır. Ayrıca kişinin ameliyat olabilmesi için asgari sağlık koşullarının yeterli olması gerekir. Kontrolsüz diyabet veya kalp rahatsızlıklar ameliyat yapılmasını zorlaştırır. Uyku apnesi olan kişilerin genelde kilo problemi olması ve buna bağlı olarak bu tür hastalıkların görülmesini neden olur. Bunun dışında kilo problemi olan birisinin zayıflamadan ameliyat yapılması başarı şansını neredeyse sıfıra uygun olan vakalarda ne tür horlama ameliyatları yapılmaktadır. Horlama Ameliyatı Türleri Burun nazal ameliyatları Burun yolunda olan tıkanıklığın horlama ve uyku apnesine olan katkısı nedeniyle yapılır. Bunları deviasyonun hava yolunda eğrilik düzeltilmesi ve açılması, burun konkaların burundaki etlerin radyofrekans ile yakılarak küçültülmesidir. Burundan nefes almak uyku kalitesini artırır. Bu yapılan operasyonların tamamen etkisi 3-6 ay sonra ortaya çıkmaktadır. Bu operasyonları aslında sadece uyku kalitesi için gün içindeki yaşam kalitemiz için de düşünmeliyiz. Sürekli ağzından nefes alınmasına bağlı olarak akciğerler normalden daha fazla büyürler ve kalbe baskı yaparak da pulmoner hipertansiyona da neden olurlar. Doğru teşhis için kulak burun boğaz muayenesi gerekmektedir. Konkaların sürekli şiş olma durumunda alerjik etkileri de düşünmek gerekir. Eğer böyle bir durum varsa alerji tedavisi de yapılması gerekir. Bununla birlikte horlama ve uyku apnesinin yutak bölgesinde meydana geldiği düşünüldüğünde bu operasyonların hastalığı azaltıcı etkisi çok azdır. Yumuşak damak ve küçük dile yapılan ameliyatlar Horlama ve uyku apnesinin temelinde uyku sırasında yutak bölgesindeki dokuların hava yolunu tıkması vardır. Buradaki dokular küçük dil, yumuşak damak ve dil köküdür. Cerrahi müdahaleler ile buradaki dokuların bir kısmı çıkartılarak hava yolunun açılması sağlanır. Lazer veya radyo frekans yöntemleriyle uvulapalatofaringoplasti, UUUP bu sarkmış, gevşemiş dokuların bir kısmı çıkartılır. Bu ameliyatların üç ana komplikasyonu vardır. Bunlar fazla doku çıkartılmasına bağlı olarak sesin incelmesi ve yediklerin burna kaçması; yetersiz cerrahi ve nazofaringeal stenozdur. Ayrıca bu operasyonların başarı oranı oldukça düşüktür ve nüks ihtimali vardır. Ameliyat sonrası ise oldukça ağrılı olmaktadır. Alt çenenin ileriye doğru kaydırılması ortognatik cerrahi Özellikle alt çenenin doğumsal olarak küçük ve geride olduğu durumlarda uygulanır. Alt çene cerrahi olarak üçe kırılır ve çene öne doğru konumlandırılır. Bu operasyon ile dil kökü de öne doğru gelerek hava yolu açılır. Oldukça etkili ve başarılıdır. Fakat iyileşme süreci yaklaşık 45 gün kadar sürmektedir. Hastalar bu süre zarfında pipet ile beslenmektedir ve hasta açısından problem yaratabilir. Dil ve dil kökü ameliyatı Bu operasyonlarda amaçlanan dil kökünün öne doğru çekilmesidir. Yapılması zor bir operasyondur, iyileşme süreci hasta açısından sıkıntılıdır. Kilo problemi olan hastalarda yapılması uygun değildir. Öncelikle yapılması gereken bir diyet programı ile hastanın kilo verilmesini müdahaleler ve ameliyatların amacı tek seferde tedavi olmasının amaçlanmasıdır. Fakat ne yazık ki bu çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Ameliyat ise bazen başlı başına bir risk olabilmektedir. Diğer bir alternatif tedavi yöntemi olan horlama protezi, ameliyata göre daha etkili ve daha acısızdır. Güncel'Uyku apnesi sendromu olanların yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır'SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 saptanmaktadır." dedi Abone Ol Sağlık Bilimleri Üniversitesi SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, hipertansiyon ve uyku apnesi vakaları arasında bağlantı olduğunu belirterek, "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 saptanmaktadır. Uyku apnesi sendromu olanların ise yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır." dedi. Domaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyku apnesi sendromunun uyku sırasında üst solunum yolunda kısmen veya tamamen daralmayla karakterize olan ve sık görülen bir hastalık olduğunu belirtti. Birçok hemodinamik ve metabolik bozukluğa yol açan hastalığın ciddi kardiyovasküler komplikasyonlarının da bulunduğunu aktaran Domaç, "Uyku apnesi sendromu olanlarda hipertansiyon, diyabet ve şişmanlık daha fazla görülmekte olup, kalp damar tıkanıklığı, kalp krizi ve inme için daha fazla risk taşımaktadırlar." diye konuştu. Domaç, uykuda görülen ani ölümlerin genellikle uyku sırasında solunumda meydana gelen durmalarla tetiklenen kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğini, gece kalp krizi geçiren kişilerde gündüz kalp krizi geçirenlere oranla uyku apnesi sendromunun 6 kat fazla görüldüğünün saptandığını söyledi. "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 oranında saptanmaktadır" Domaç, şunları kaydetti "Hipertansiyon ve uyku apnesi arasında çift yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 oranında saptanmaktadır. Uyku apnesi sendromu olanların ise yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır. Normal kişilerde sistemik kan basıncı uyku esnasında yüzde 20-23 oranında azalır ve uyanmayla birlikte normal günlük seviyesine döner. Uyku apnesi olan hastalarda ise gece uyku sırasında kan basıncında beklenen düşme olmaz. İlk başta geceleri uyku sırasında ortaya çıkan tansiyon yüksekliği zamanla gün içinde de görülmeye başlar ve hipertansiyon ortaya çıkar. Uyku apnesinin şiddetindeki artışla birlikte hipertansiyon gelişme riskinde de artış görülmektedir." Araştırmalarda uyku apnesi şiddetinin fazla olduğu kişilerde hipertansiyon gelişme riskinin 2 kat arttığının saptadığını ifade eden Domaç, hipertansiyonu olan kişilerde uyku apnesi ne kadar şiddetli ise tansiyon ilacının dozunun arttırılmasına veya yeni ilaç eklenmesine rağmen kan basıncı kontrolünün o oranda zorlaştığını söyledi. "Zaman içinde dirençli hipertansiyon gelişebilir" Doç. Dr. Domaç, uyku apnesi sendromunun başarılı tedavisi ile gece ve gündüz kan basınçlarında gerilemenin sağlandığını anlatarak, şöyle devam etti "Uyku apnesinin tedavisinin yapılmadığı durumlarda ise yüksek kan basıncı etkin bir şekilde kontrol altına alınamayabilir ve zaman içinde dirençli hipertansiyon gelişebilir. Farklı etki mekanizmaları olan en az 3 tansiyon ilacının etkin dozda kullanılmasına rağmen tansiyon değerlerinin istenilen düzeyde kontrol altına alınamadığı durumlarda dirençli hipertansiyon söz konusudur. Son yıllarda yapılan bir çalışmada ilaç tedavisine dirençli hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 83 gibi oldukça yüksek bir oranda bulunmuştur. Dirençli hipertansiyonun tedavi edilebilir nedenlerinin belirlenerek kan basıncının kontrolünün sağlanması hipertansiyonun damarlar üzerindeki etkisini azaltarak hem kalp hastalıkları hem de inme riskini azaltmaktadır." İlaç tedavisine rağmen düşmeyen tansiyonu olan hastaları uyku apnesi sendromu açısından değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Domaç, "Yüksek sesle horlayan, gece nefesinde tıkanma hissi ile uyanan, gece terlemesi, sabah yorgun uyanma veya gün içi uyku hali eşlik eden dirençli hipertansiyon hastalarının uyku hastalıkları merkezlerine başvurması ve uyku testinin yapılması önerilmektedir. Yapılan tetkiklerde uyku apnesi saptanan kişilerde pozitif havayolu basıncı ile apnenin tedavi edilmesinin tansiyon değerlerinin kontrol altına alınmasında etkisi bulunmaktadır." dedi. uyku apnesi hipertansiyon doc. dr. saime fusun domacBu haberler de ilginizi çekebilir

uyku apnesi ameliyatı olanların yorumları