Tutku Hz. İsa’nın Çilesi : 135 adet kullanıcı yorumu. Hz İsa’nın, Kudüs’te çarmıha gerilmesinden önceki son on iki saati anlatan film, Mel Gibson’ın yönetmenliği ile izleyicisi ile buluşuyor. Hikâye İsa’nın son akşam yemeğini yemesinin ardından dua edişi KameraArkası programını yüksek kaliteli ve kesintisiz olarak izleyin. Kamera Arkası programını sunucuları, özel sahneleri ve programdan haberler bu sayfada. Program izlemenin internet kotasına dost teknolojisi Fox.com.tr'de. the last duel, 84 yaşına basmak üzere olan sinemanın efsanevi yönetmenlerinden ridley scott'ın belki en iyi işlerinden biri olmasa da kurosawa'nın rashomon tarzında gayet iyi bir film. beklenildiği gibi usta yönetmen ihtişamlı/görkemli sahneler yaratmakta ne kadar hünerli olduğunu yeni filmiyle bir kez daha herkese gösteriyor, muharebe alanlarında ve kılıç dövüşü Saklamakdavetlerde giyilen, uzun ceketi ön köşelerde yuvar­ amacıyla tuz veya iste tutarak bozulm ası önlenmiş lak arkası yırtmaçlı erkek elbisesi, domuz, yaban domuzu veya başka bir hayvan butu; jakoben, [Fr. St. Jacques de Compostelle > jacobus bir tür domuz pastırması. 2. Tutku Hz.İsa'nın Çilesi Film Konusu. Oscar'lı yönetmen Mel Gibson, Hz İsa'nın çarmıha gerilmeden öncesi son 12 saatini anlatıyor. İbranice ve Aramca çekilen "The Passion of the Christ" 3 dalda Oscar'a aday olmuştu. Nasıra'lı İsa havarileriyle birlikte yediği son akşam yemeğinde kendisine ihanet edileceğini açıklamıştır. KameraArkası 69. Bölüm. İlgili. Ekonomi Arası 192. Bölüm . 5 saat önce 10 . Esra Ezmeci ile Karşı Karşıya 5. Zeynep ve İsa'nın Yaşadığı Evin B6yFG. Ömür GEDİKOluÅŸturulma Tarihi Mart 26, 2007 0825Sıra dışı projelerin cesur yönetmeni Mel Gibson, İsa’nın Çilesi’nden sonra yine bol kan ve ÅŸiddet görüntüleriyle süslediÄŸi Apokalipto ile karşımızda. Ünlü yönetmen bu kez kamerasını Maya Uygarlığı’nın son dönemlerine çeviriyor ve yüksek tempolu bir kahramanlık hikayesi anlatı Mel GibsonOyn Dalia Hernandez, Mayra Serbulo, Gerardo TaracenaTür Aksiyon-Macera-DramSüre 139 uyarımızı yapalım; Mel Gibson yine bkz. Tutku Hz. İsa’nın Çilesi ÅŸiddet, kan ve iÅŸkence dozu yüksek bir filmle karşımızda. Hatta sanki dozu bu kez biraz daha arttırmış. İnsanlık adına tüm iÅŸkenceyi çekmek zorunda kalan Hz. İsa’nın çektiklerini filmin tüm karakterlerine yaymış, neredeyse tüm oyuncuları sıradan geçirmiÅŸ ve dolayısıyla da ÅŸiddet filmin her karesine yayılmış. Mel Gibson’ın az bilinen, bakir hikayelere el atması filmlerinin ilgi çekmesindeki en önemli etkenlerden. Ünlü yönetmen Hz. İsa’nın son saatlerinden sonra bu kez de bundan 600 yıl öncesine gidiyor ve Maya uygarlığının son günlerine el atı “hiçbir imparatorluk dışarıdan çökertilemez, çöküş içeriden olur”, diyen açılış cümlesi filmin özeti gibi aslında. Huzur dolu ormanlarında doÄŸayla uyum içinde sade bir hayat süren, avlanan, eÄŸlenen, aileleriyle mutlu mesut yaÅŸayan Mayalılar’ın görüntüleriyle açılan film cennetten bir parça gösteriyor gibi ilk baÅŸlarda. Avlarını paylaÅŸan, birbirleriyle ÅŸakalaÅŸan, sevgiyle sarılan köy halkının yaÅŸamı istilacı güçlerin ortaya çıkmasıyla bir anda alt üst oluyor. Cennet cehenneme dö köyün erkekleri ölümcül salgını ve kuraklığı durdurmak için kurban edilmek üzere esir alınıyor ve tehlikeli bir yolculuÄŸa çıkarılıyorlar. Esirler arasında olan Jaguar Paw’ın Rduy Youngblood aklı ise bir maÄŸaraya saklamayı baÅŸardığı hamile eÅŸi ve oÄŸlunda. Geri dönüp onları kurtarabilmesi için acımasız istilacılardan kaçması, sonra da savaÅŸması gerek. Ama önce içindeki ve gözlerindeki korkuyu yenmesi gerekiyor. Paw’ın kaçışı arkasından gelen mızrak, ok ve bıçaklardan korunmak için zikzaklar çizmesi ve var gücüyle koÅŸması anlamına geliyor. Zaten filmin büyük bir bölümü de iÅŸte tam bu ÅŸekilde, kaçma ve kovalama ÅŸeklinde geçiyor. Ve, daima hareket eden birisi veya bir ÅŸeylerin bulunduÄŸu, kameranın da onların arkasında sürekli hareket halinde olduÄŸu kıpır kıpır bir film var karşımızda. Apokalipto’nun bu etkiyi yaratmasında hızlı kovalama sahnelerinin çekiminde kullanılan dijital kamera teknolojisinin son ürünü Genesis kamerasının yardımı de yadsınamaz VE ABD KARŞILAŞTIRMASISiz, Apokalipto’dan Maya uygarlığını anlatan bir film olarak söz edildiÄŸine bakmayın. Uygarlık namına pek bir ÅŸey sunmuyor Apokalito bizlere, Maya kültürü hakkında neredeyse hiçbir ÅŸey söylemiyor, hatta Mayalılar’ı olabildiÄŸince barbar göstererek de kanımca ciddi bir yanlışa düşüyor. Mayalar hakkında bilgi sahibi olacağım umutlarıyla filme gidenler kesinlikle hayal kırıklığına uÄŸrarlar. Mel Gibson, Maya uygarlığının sonunun gelmesini doÄŸal kaynakları tüketimine, gücün kötüye kullanımına ve korkunun sindirme ve hükmetme aracı olarak kullanılmasına baÄŸlamış. Zaten verdiÄŸi röportajlarda da Maya uygarlığıyla Amerika BirleÅŸik Devletleri arasındaki paralellikten söz etmekten çekinmiyor. Hatta daha da ileri giderek kurban edilen Mayalılar’la, Irak’a gönderilen Amerikalı askerleri bir tutuyor, onları çözüme yönelik fayda saÄŸlamayan, öldükleriyle kalan kurbanlar olduÄŸunu söylüyor. PROPAGANDA YAPAN SÜRPRİZ FİNALİçinde tanınmış tek bir oyuncu bile olmayan bir filmin baÅŸtan sona heyecanla ve pür dikkat izlenmesini saÄŸlamak bir yönetmenlik baÅŸarısı hiç kuÅŸkusuz. Mel Gibson’ın bu konudaki baÅŸarısına ÅŸapka çıkartmak gerek. Üstelik tamamı Maya dilinde olan, dolayısıyla altyazı okumak zorunda olduÄŸumuz bir filmle karşı karşıyayız. Gerçi filmin büyük bir kısmı ormanda yürüyüş ya da kovalamayla geçiyor ama yine de tek bir tanıdık kelime duymadan filmi tamamlamak izleyici için çok da çekici deÄŸil. Ama ne gam, adamlar yarım saat hiç durmadan koÅŸsa ve film Maya Uygarlığı hakkında diÅŸe dokunur bir ÅŸey söylemiyor da olsa, Gibson yine yapacağını yaparak sakin baÅŸlayıp, temposu giderek artan filmini izlettiriyor, finalde de bize biraz da dini propaganda kokan bir sürprizle veda ediyor. Kan, vahÅŸet ve adrenalini yüksek ama uzun süren kaç, kovala sahneleri kabulümdür, diyorsanız, iki saatlik bir heyecan fırtınasına hazır olun derim.  MAYA UYGARLIĞI GİZEMİNİ KORUYOR Yazıda da sözünü ettim, Apokalipto, Maya uygarlığı hakkında aydınlatıcı bir film deÄŸil. Bu boÅŸluÄŸu biraz olsun dolduralım isterseniz. Güçlü Maya Krallığı, gittikçe yayılan ÅŸehirler kurarak, gökyüzünü delen piramitler yaparak ve olaÄŸanüstü kültürel ve bilimsel baÅŸarılar elde eden etkileyici geliÅŸmiÅŸ bir toplum inÅŸa ederek yıllar boyu hüküm sürdü. Ondan sonra, Maya ÅŸehirleri arasında savaÅŸlar baÅŸladı, istilacı güçlerin getirdikleri salgın hastalıkların da etkisiyle tarihin ışıltısı içinde bu dünya çöktü. Şimdi bütün bunlardan geriye kalan ormanlarla kaplı birkaç piramit. Maya uygarlığından kalan bu devasa yapılar ve bu ileri uygarlık bilim adamlarının ilgisini çekmeye devam ediyor. KAMERA ARKASINDA BİR CESUR YÜREKÂSarhoÅŸken Yahudilere küfür ettiÄŸi için çok tepki alan ve ardından alkol tedavisi görmeye baÅŸlayan Mel Gibson’ın özel hayatındaki çalkantılar, kamera önünde ve arkasında elde ettiÄŸi baÅŸarıları asla gölgelemiyor. Gibson kariyerine, aksiyon macera Mad Max, popülerliÄŸi su götürmez Cehennem Silahı Lethal Weapon serileri ve her ÅŸeyin bir nedeni olduÄŸunu anlamamıza neden olan uzaylı filmi İşaretler Signs gibi filmlerde, karizmatik sinema idolü olarak baÅŸlamasına raÄŸmen, zaman içinde hikaye anlatmaya eÄŸilimli, derdi olan belli baÅŸlı yönetmenlerden biri haline geldi. İlk kez yönetmen koltuÄŸuna oturduÄŸu The Man Without A Face’den sonra Cesur Yürek’te Brave Heart efsanevi İskoçyalı kahraman William Wallace’ın destansı hikayesini anlatarak büyük bir baÅŸarı elde etti. Film, 10 dalda Oscar’a aday gösterildi ve En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülleri de dahil olmak üzere beÅŸ Oscar aldı. Bu baÅŸarının verdiÄŸi cesaretle, Gibson, kamera koltuÄŸuna daha da bir kendinden emin oturdu. Bir yönetmen olarak üçüncü çalışması, Hz. İsa’nın hayatının son 12 saatinin incelenmesi olan İsa’nın Çilesi The Passion of the Christ oldu. Aramca dilinde çekilen İsa’nın Çilesi, altyazılı film izleme alışkanlığı olmayan batı ülkelerinde bile benzeri görülmemiÅŸ bir baÅŸarı elde etti ve Hollywood’un yüzünü deÄŸiÅŸtirdi. Gibson ÅŸimdi de Maya dönemini beyazperdeye aktardığı Apokalipto ile karşımızda. Üstelik bu kez daha da cesur davranmış, Maya dilinde Yucatec çektiÄŸi filminde bu kez tanınmış tek bir oyuncu bile bulunmuyor.

isa nın çilesi kamera arkası